inward

  1. içeriye doğru.
    A passage leading inward. The door opens inward.
  2. fikrin/ruhun derinliklerine doğru, maneviyata/iç âleme yönelik.
    He turned his thoughts inward.
  3. içinde, içerisinde.
  4. ruhen, zihnen, manen.
    inward pained.
  5. Adjective iç, içe yönelik, kapalı, gizli, açıklanmayan.
    He was constantly preoccupied with his inward thoughts
    and feelings. an inward passageway.
  6. Adjective içerideki, içeride bulunan.
    the inward parts of the body.
  7. Adjective dahilî, içeriye ait.
  8. Adjective vücut/beden içindeki.
  9. Adjective yurt içi, memleket/ülke içi.
    inward tourism. He struggled to achieve inward peace.
  10. Adjective ruhsal, ruhî, manevî, batınî, zihnî.
  11. Adjective kişisel, şahsî, samimî, âşina.
  12. Adjective aslî, esas, doğal, fıtrî, yaratılıştan, zatî, ayrılmaz, zatında mündemiç.
  13. Noun iç kısım, iç taraf, iç, 2,
    inwards
    k.d. iç organlar, bağırsaklar.
limana gelen yükün kurallar dahilinde yüklendiğini veya boşaltıldığını ve muamelelerin tamamlandığını belirten
gümrük giriş belgesi
gemi kaptanına verilen belge
giden mallar navlunu
gelen mallar navlunu
gelen malların navlunu
gidiş dönüş
ülkeye giren mallarla ilgili konşimento
çıktığı limana dönen gemi
gemi limana girdiğinde ödenen resim ve harçlar Noun
gümrük gemiyi denetledikten sonra gemide yasadışı bir şey bulunmadığında ve formaliteler tamamlandığında verilen belge
gümrüğe giriş soru kâğıdı
satın alınan mala ait nakliye bedeli
gelen yük
gelen posta
yurt dışından gelen mallar için gümrük beyannamesi
gümrük manifestosu Noun
batıni anlamı
gemi yolculuğu
memleket içi borç ödemesi
limana giren geminin kılavuzlanması
ithal limanı
dahilde işleme Noun
dahilde işleme usülü
dahilde işleme rejimi
(Br) ithalat ticareti
ithalat
bir limanın iç trafiği
vesayet altında