kârlı

Turkish-English Translation

  1. profitable
  2. beneficial
  3. lucrative
  4. Adjective advantageous
  5. salutary
  6. juicy
  7. remunerative
  8. gainful
  9. big time
  10. lush
  11. moneymaking
  12. lucriferous
  13. fat
  14. fructuous
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

iki taraf için de kârlı
mutually profitable
kârlı alanlara yatıran şirket
open-end trust
kârlı alışveriş
lucrative transactions
kârlı arpalık
lucrative office
kârlı bir alışveriş
buy
kârlı bir iş bulmuş olmak
to have found a lucrative engagement Verb
kârlı evlilik
good marriage
kârlı fiyat
profitable price
kârlı fiyat
profitable fas
kârlı girişim
profitable enterprise
kârlı girişim
remunerative undertaking
kârlı iş
remunerative business
kârlı iş
lucrative business
kârlı iş
lucrative position
kârlı iş
weather gauge
kârlı iş
lucrative trade
kârlı iş
paying concern
kârlı iş
profitable employment
kârlı iş
lucrative interest
kârlı iş
fat job
kârlı iş
remunerative work
kârlı iş
profitable business
kârlı iş yapmak
ac at a profit (profitably) Verb
kârlı işi olmak
to live on one's purchase Verb
kârlı işleri özel sektöre aktarmak
to hive off profitable activities to the private sector Verb
kârlı işletme
profitable operation
kârlı memuriyet
profitable employment
kârlı meslek
profitable trade
kârlı meslek
profitable profession
kârlı meslek sahipliği
remunerative employment
kârlı muamele
profitable operation
kârlı olarak
profitably
kârlı olmak
to be profitable Verb
kârlı olmayan
unbeneficial
kârlı satmak
to sell at a premium Verb
kârlı spekülasyon
profitable speculation
kârlı yatırım
remunerative investment
kârlı yatırım
profitable investment
kârlı yatırım
earning investment
kârlı yatırım
attractive investment
kârlı yatırım
paying investment
kârlı yatırım
remunerative undertaking
kârlı yatırım yapmak
to invest advantageously Verb
az kârlı iş
low-profit work
başarılı ya da kârlı olmayacak bir girişim
mug's game
bir alışverişi kârlı bulmak
to find a transaction profitable Verb
bir alışverişten kârlı çıkmış olma
in pocket
bir maden ocağını kârlı işletmek
to work a mine at a pims Verb
bir şirketi daha kârlı bir yola sokmak
to put a company on the more profitable road Verb
çok kârlı bir mamul
money spinner
çok kârlı olmak
to be a licence to print money Verb
evi kârlı biçimde değerlendirmek için istihdam edilen kimse
estate manager
herhangi kârlı bir şey
pay dirt
herkes için kârlı olmak
to be profitable for all Verb
işi kârlı bir temele oturtmak
to put a business on a paying basis Verb
parasını kârlı olarak yatırmak
to lay out one's money profitably Verb
sermayeyi kârlı işe yatırmak
to invest capital profitably Verb
tatlı ve kârlı iş
sweet job
karlı
snow-capped
karlı
snowy
karlı
covered with snow
Karlı dağın ardını aşan bilir.
The proof of the pudding is in the eating. Sentence
karlı hava
snowy weather
karlı iş
profitable business
karlı iş
lucrative business
karlı Noel
white christmas
soğuk ve karlı
wintry
yarı erimiş karlı
slushy
Turkish-English phrases from Zargan's own database

karlı
Kar yağışlı
karlı
Kâr getiren, kazançlı, rantabl