koşullar

Turkish-English Translation

  1. conjuncture
  2. Noun environment
  3. conditions
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(iş) sağlığı tehdit eden koşullar
health hazards Noun
biçim bakımından gerekli koşullar
formal requirements Noun
dış koşullar
external conditions Noun
elverişli koşullar
good grace
en uygun koşullar
optimum conditions Noun
eşit olmayan koşullar
discriminatory terms Noun
evlenmeyi kısıtlayan koşullar
conditions in restraint of marriage Noun
kanunun öngördüğü koşullar
requirements of the law Noun
karmaşık sorunlar ve belirsiz koşullar
problematics Noun
kurallar ve koşullar
the name of the game
Mahpusların Islahı için Asgari Standart Koşullar
Standard Minimum Rules for the Treatment of Prisoners Proper Name, Law
mali koşullar
financial circumstances Noun
mevcut koşullar
prevailing conditions Noun
olay sırasındaki koşullar
attendant circumstances Noun
olumsuz ekonomik koşullar
adverse economic conditions Noun
önemli koşullar
material terms Noun
özel koşullar
special condition
tartılamayan (hesap edilemeyen) durum ve koşullar
imponderables Noun
toplumsal koşullar
social conditions Noun
tüketici sözleşmelerindeki haksız koşullar
unfair terms in consumer contracts Noun
yerel koşullar
local conditions Noun
zorunlu koşullar
compulsory clauses Noun
koşullar altında
in the face of
koşullar ya da tercih nedeniyle
kingmaker
ağır koşullar altında çalışmak
to slave away Verb
ağır koşullar altında çalışmak
to slave Verb
bazı koşullar çerçevesinde kabul etmek
to agree upon certain conditions Verb
bazı koşullar üzerinde anlaşmak
to settle certain conditions Verb
belli koşullar aynı kalmak şartıyla
going value
çok zor koşullar altında çalışmak
to labor under difficulties Noun
diğer bütün koşullar aynı iken
ceteris paribus
hazır koşullar elverişli iken
while the going is good
sağlığa zararlı koşullar altında
sweatshop
üzerinde özel koşullar yazılı tahvil
stamped bond
Turkish-English phrases from Zargan's own database