konusunda

Turkish-English Translation

  1. concerned
  2. re
  3. in respect of respect
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

konusunda mutabık kalındığı varsayılarak
it is being agreed upon that
(askerlik) güvenlik konusunda brifing dinlemek
to receive security briefing Verb
(sendika , US) kaza yetkisi konusunda anlaşmazlık
jurisdictional dispute
(sendika) bir sendikanın tanınması konusunda ihtilaf
recognition dispute
... konusunda ağız değiştirmek
to change course on ... Verb
... konusunda bilgili
well-versed in ... Adjective
... konusunda fikir değiştirmek
to change course on ..... Verb
... konusunda fikrin nedir?
Where do you stand on ...?
... konusunda gerekenleri yapmak
to follow through on ... Verb
... konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.
No explanation was given as to ...
... konusunda mutabık olmak
to agree that ... Verb
... konusunda ne düşünüyorsun?
Where do you stand on ...?
... konusunda taktik değiştirmek
to change course on ... Verb
... konusunda tavır değiştirmek
to change course on ... Verb
açıkhava reklamları konusunda uzmanlaşmış işletme
poster plant
bayram izinleri konusunda müdürün ağzını aramak
to sound the manager on the question of holidays Verb
belin inceliği konusunda itina göstermek
to watch one's waistline Verb
bir anlaşmazlık konusunda hüküm vermek
to adjudge a dispute Verb
bir dava konusunda karar vermek
to rule on a matter Verb
bir dava konusunda mahkeme dışında anlaşmaya varmak
to arrange a case out of court Verb
bir hakkın varlığı konusunda mutabakata varmak
to agree to a right Verb
bir kıymet takdiri konusunda anlaşamamak
to disagree about a valuation Verb
bir şahsın karakteri konusunda yanılma
mistake as to the character of a person
bir şey konusunda mütalaasını belirtmek
to make one's comment upon sth Verb
bir şey konusunda tarafsız olmak
to keep an open mind on sth Verb
bir suç işleme konusunda anlaşma
criminal conspiracy
bir zevk konusunda en yüksek yetkili
supremo
birine birşey konusunda bilgi vermek
to update someone on something Verb
birine birşey konusunda en yeni havadisleri vermek
to update someone on something Verb
birini bir şey konusunda ikna etmek
to talk someone round Verb
birini birşey konusunda bilgilendirmek
to update someone on something Verb
birini birşey konusunda bilgilendirmek
to advise someone of something Verb
birini birşey yapma konusunda etkilemek
to influence someone to do something Verb
birini gelişmeler konusunda bilgilendirmek
to keep someone posted Verb
birinin amaçları konusunda hatalı fikir edinmek
to misjudge sb's motives Verb
birinin eserleri konusunda genel görüşünü bildirmek
to give a general view of sb's works Verb
birinin yetenekleri konusunda doğru dürüst fikri olmamak
to have a poor idea of sb's abilities Verb
biriyle sıra konusunda çekişmek
to contend for precedence with sb Verb
birşey konusunda tasalanmayı bırakmak
to let something go Verb
birşey konusunda yorum yapmak
to comment on something Verb
birşeyi yapma konusunda çabuk davranmak
to waste no time in doing something Verb
borç konusunda anlaşmak
to compound Verb
borç konusunda uzlaşmayı kabul etme hakkı
right to compound
Borsa'nın kurallarına uyulacağı konusunda yapılan anlaşma
listing agreement
bürosuna zamanında yetişme konusunda titiz olmak
to be intent on getting to the office in time Verb
çalışma saatleri konusunda anlaşma
hours convention
deniz hukuku konusunda müzakere
conference on sea law
disiplin cezası konusunda mutabık kalmak
to close upon measures Verb
disiplin konusunda sıkı olmak
to be strict in the matter of discipline Verb
döviz konusunda danışman
foreign exchange adviser
döviz olanakları konusunda öğüt veren danışman
foreign exchange advice
eğitim konusunda yepyeni fikirler
newfangled ideas about education Noun
emeklilik sorunları konusunda danışma
retirement counselling
emeklilik sorunları konusunda danışma
retirement counsel l ing
en büyük sorunu ücretler konusunda çıkarmak
to be causing the most trouble on wages Verb
eşit ücret konusunda karşıt fikirler ileri sürmek
to express strong views on the subject of equal pay Verb
gelir vergisi konusunda danışma servisi
income tax service
gider konusunda bilinçlendirme
cost education
gündem konusunda bir itirazda bulunmak
to raise a point of order Verb
gündem konusunda konuşmak
to speak on the agenda Verb
güvenlik konusunda brifing dinlemek
(mil) to receive security briefing Verb
güvenlik önlemleri konusunda titiz olmak
to be safety conscious Verb
hisse senetleri konusunda akıl vermek
to offer security advice Verb
hususlar konusunda başarı sağlamak
to victory on points Verb
ihracat konusunda bir fikiri olmak
to have some idea of the export business Verb
ihracat konusunda fikri olmak
to have some idea of the export business Verb
iş konusunda deneyimli
versed in business (matters)
işçilerin mağdur oldukları konusunda şikâyeti
grievance of the workers
işçilerle ücret talepleri konusunda müzakereye girişmek
to negotiate with the employees about wage claims Verb
işçilerle ücret talepleri konusunda müzakereye girişmek
to enter into negotiations with workers Verb
itaat edilmesi konusunda ısrar etmek
to insist on obedience Verb
kaza yetkisi konusunda anlaşmazlık
(US) jurisdictional dispute
kendi davası konusunda karar verememe
inability of deciding in one's own case
kıymet takdiri konusunda anlaşamamak
to disagree about a valuation Verb
maaş konusunda uyuşmazlık
dispute over pay
mali işler konusunda yazı yazan gazeteci
financial journalist
ne yapılacağı konusunda tartışmak
to debate what to do Verb
ne yapmak gerektiği konusunda düşünüp taşınmak
to talk about Verb
ödenmesi konusunda ısrar etmek
to insist on payment Verb
öğretme konusunda pek yeteneği olmamak
to have little or no vocation for teaching Verb
ortak bir etkinlik konusunda başkalarıyla anlaşmak
to fall in with an arrangement Verb
para konusunda anlaşmaya varmak
to negotiate Verb
para konusunda konuşmak
to be on the subject of money Verb
personel sorunları konusunda danışma
employee counselling
personel sorunları konusunda danışma
employee counsel l ing
politika konusunda değişiklik taraftarı
revisionist
sahihlik konusunda teminat
warranty of genuineness
şahıs konusunda yanılma
error in persona
şahısların dolaşımı konusunda avrupa anlaşması
European agreement on the movement of persons
sanığın suçlu olduğu konusunda jürinin kanısı ya da inancı
abiding faith
sevk ve idare konusunda yönetici değerlendirmesi
executive evaluation
suçsuz olduğu konusunda ısrar etmek
to insist upon one's innocence Verb
tahmin konusunda başarılı
predictive Adjective
tahmin konusunda başarısız
unpredictive Adjective
tazminat konusunda anlaşmak
to accept compensation Verb
tediye konusunda öncelik
preference
tutum konusunda direktif
policy directive
ücret konusunda hakema başvurma
wage arbitration
ücret konusunda hakeme başvurma
wage arbitration
yasaklanan bir fiilde bulunma konusunda anlaşma
civil conspiracy
yeni yatırım konusunda çekingenlik
caution over new investment
zaman, mekan veya öz kimlik konusunda kafa karışıklığı
disorientation Noun
Ceza Yargılarının Milletlerarası Değeri Konusunda Avrupa Sözleşmesi
European Convention on the International Validity of Criminal Judgments Noun, International Law
İnsan Hakları Adalet Divanının İstişari Mütalaa Yetkisini Kabul Konusunda Ana Hürriyetler ve İnsan Haklarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms, Conferring upon the European
Court of Human Rights Competence to Give Advisory Opinions
Noun, International Law
Kriz Zamanlarında Bilgi Edinme ve İfade Özgürlüğünün Korunması Konusunda Kılavuz İlkeleri
Guidelines on Protecting Freedom of Expression and Information in Times of Crisis Proper Name, Law
Vasiyetnamelerin Tescili Konusunda Bir Usul Kurulmasına İlişkin Sözleşme
Convention on the Establishment of a Scheme of Registration of Wills Noun, International Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database