lightning

  1. şimşek, yıldırım.
  2. şimşek/yıldırım gibi, çok hızlı.
  3. şimşek çakmak, yıldırım düşmek. (Adıl olarak daima
    It alır)
    It lightninged just as I was about
    to leave: Tam ben çıkmak üzere iken şimşek çaktı.
şimşek/yıldırım gibi, şaşırtıcı bir hızla.
yıldırım gibi çabuk
küresel şimşek: parlak ışıklı, kayan bir küre şeklinde pek nadir görülen şimşek. Noun
yıldırım çarpmak Verb
çok dallı şimşek. Noun
yıldırım hasarı
şimşek çakması
zikzak çakan şimşek
küresel şimşek: parlak ışıklı, kayan bir küre şeklinde pek nadir görülen şimşek. Noun
sessiz şimşek, uzakta çakan ve arkasından gök gürlemeyen şimşek. Noun
çok hızlı, şimşek/yıldırım gibi.
şimşek/yıldırım gibi, şaşırtıcı bir hızla.
yıldırım gibi çabuk
yüzeysel şimşek: uzaklarda çakan ve geniş parlak bir yüzey şeklinde görülen şimşek. 19
sheet metal: madenî levha, saç.
yıldırım çarpması
paratoner, elektrikli cihazları yıldırımdan koruyan düzen.
ateş böceği.
(Br) yıldırım telefon
yıldırım şartı
yıldırım klozu
yıldırım siperi, yıldırım savar, siperi saika: yıldırımın zararından korumak, için bina, direk vb.'nin
tepesine konulan ve iletken tellerle toprağa bağlanan sivri uçlu çubuk.
yıldırımın neden olduğu hasar
yıldırıma karşı sigorta
yıldırımın düşmesine karşı sigorta
yıldırım düşmesine karşı sigorta
hızlı ilerleme
yıldırım siperi, yıldırım savar, siperi saika: yıldırımın zararından korumak, için bina, direk vb.'nin
tepesine konulan ve iletken tellerle toprağa bağlanan sivri uçlu çubuk.
rod ile ayni anlama gelir. yıldırım siperi.
paratoner Noun
fırtına
aniden grev yapmak Verb
baskın grev
önceden haber vermeden yapılan grev
yıldırım savaşı
anında cevap vermek Verb
şimşek/yıldırım gibi, şaşırtıcı bir hızla.