müsadere

Turkish-English Translation

  1. Noun, Law taking
  2. Noun confiscation
  3. Noun attachment
  4. condemnation
  5. seizure
  6. attachment execution
  7. sequestration
  8. forfeiture
  9. detention charges
  10. impoundage impounding
  11. levy of distress
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

eşya müsaderesi
confiscation of goods Noun, Criminal Law
kazanç müsaderesi
confiscation of benefits Noun, Criminal Law
mal ve mülk müsaderesi
confiscation of property
genel müsadere
general confiscation Noun, Law
kanunsuz müsadere
undue attachment
müsadere edilebilir
sequestrable
müsadere edilebilir
confiscable
müsadere edilebilir
seizable
müsadere edilemez olmak
to be exempt from seizure Verb
müsadere edilen kaçak mallar
confiscated contraband goods Noun
müsadere edilen kaçak mallar
confiscate contraband goods Noun
müsadere edilen mal
requisitioned property
müsadere edilen malı iade etmek
to restore confiscated property Verb
müsadere edilen malın paylaşımı
asset sharing Noun, Criminal Law
müsadere edilen malları iade etmek
to restore confiscated property Verb
müsadere edilmiş
forfeited
müsadere edilmiş evrak
impounded document
müsadere edilmiş mal
confiscated property
müsadere edilmiş malları iade etmek
to restore confiscated property Verb
müsadere edilmiş malları kurtarmak
to rescue goods restrained Verb
müsadere emir
confiscation order
müsadere emri
confiscation order
müsadere emri
attachment order
müsadere etmek
to confiscate Verb
müsadere etmek
to escheat Verb
müsadere etmek
to sequestrate Verb
müsadere etmek
to seize Verb
müsadere etmek
to sequester Verb
müsadere etmek
to attach Verb
müsadere etmek
to put in requisition Verb
müsadere etmek
to make seizure Verb
müsadere muamelesi
attachment proceeding
müsadere ve haciz kabilinden
confiscatory
müsadere yüzünden uğranan zarar
confiscation loss
müsadere yüzünden uğranılan zarar
confiscated loss
bir evrakı müsadere etmek
to impound a document Verb
bir gemiyi müsadere etme
seizure of a ship
birşeyi müsadere etmek
to put a stop upon sth Verb
denizde zapt ve müsadere hukuku
prize law
devlet çe müsadere edilmek
to be forfeited by the state Verb
el koymak, müsadere etmek
to confiscation Verb
el koymak, müsadere etmek
to seize Verb
ganimet olarak müsadere edilen gemiye yerleştirilen tayfa
prize crew
gemiyi müsadere etme
seizure of a ship
kaçak mal olarak müsadere edilmek
to be seized as contraband Verb
kaçak mal olarak müsadere edilmek kaçak mal kaçak mallar
smuggled goods Noun
malları müsadere edilen kişi
confiscatee
malları müsadere etmek
to attach goods Verb
zapt ve müsadere hariç
free of capture and seizure
zapt-ü müsadere klozu (haciz konulamıyacağına dair hüküm
free of capture and seizure clause
musadere
prize
musadere
forfeiture
musadere etmek
to confiscate Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir suçluya âit mal ve mülkün ... tamâmına devletin el koyması
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.