mahrum

Turkish-English Translation

  1. poor
  2. naked
  3. devoid
  4. deprived
  5. forlorn
  6. bereft
  7. submerged
  8. bankrupt
  9. dispossessed
  10. destitute
  11. unblessed
  12. barren of
  13. dead to
  14. empty of
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

mahrumiyet
deprivation Noun, Sociology
her şeyden mahrum
destitute of all means
himayeden mahrum
unprotected
mahrum bırakılan haklar
forfeited rights Noun
mahrum bırakılmış
debarred
mahrum bırakılmış
stripped
mahrum bırakma
deprivation Noun
mahrum edici
privative
mahrum edilmiş
bereft
mahrum etme
divestment Noun
mahrum etme
exclusion
mahrum etme
deprivation Noun
mahrum etme
disqualification
mahrum etmek
to rob Verb
mahrum etmek
to sap Verb
mahrum etmek
to divest Verb
mahrum etmek
to dispossess Verb
mahrum etmek
to devest Verb
mahrum etmek
to strip of Verb
mahrum etmek
to despoil Verb
mahrum etmek
to bereave Verb
mahrum etmek
to deprive Verb
mahrum etmek
to disseize Verb
mahrum kalma
deprivation Noun
mahrum kalmak
to be left destitute Verb
mahrum olma
deprivation Noun
...'den mahrum kalmak
to be devoid of ... Verb
ağır suç yüzünden kanuni haklardan mahrum olma
infamy
anayasal haklarından mahrum olma
deprivation of constitutional rights
anayasal haklarından mahrum olma
(US) deprivation of constitutional rights
bir haktan mahrum edilmeye yol açan gerçek
divestitive fact
bir haktan mahrum etmek
to deprive of a right Verb
bir haktan mahrum etmek
to forfeit a right Verb
bir kimseyi kamu hizmetinden mahrum kılma
disqualification of a person for office
bir mirasçıyı mirastan mahrum etmek
to disown an heir Verb
bir şeyden mahrum etmek
to forejudge Verb
birini bir haktan mahrum etmek
to debar someone a right Verb
birini bir şeyden mahrum etmek
to divest someone of sth Verb
birini emeklilik maaşından mahrum etmek
to deprive someone of his pension Verb
birini haklarından mahrum etmek
to devest someone of one's rights Verb
birini mahkeme kararı ile bir şeyden mahrum etmek
to forjudge someone of sth Verb
birini mirastan beş kuruş vermeden mahrum etmek
to cut off someone of with a shilling Verb
birini mirastan mahrum etmek
to cut off someone from an estate Verb
birini oy hakkından mahrum etmek
to dis enfranchise sb Verb
birini rızkından mahrum etmek
to deprive someone of his livelihood Verb
birini servetinden mahrum etmek
to cut out someone of his fortune Verb
birini servetteki payından mahrum etmek
to cut someone out from a share in property Verb
birini unvanınran mahrum etmek
to deprive someone to his title Verb
birini üvanından mahrum etmek
to deprive someone of his title Verb
birini vatandaşlığından mahrum etmek
to deprive someone of his citizenship Verb
birinin bir şeyden mahrum olduğunu bildirmek
to declare someone devoid of sth Verb
emekli maaşından mahrum olma
deprivation of a pension
emeklilik haklarından mahrum etmek
to cancel the pension rights Verb
fondan mahrum etmek
to strip of funds Verb
haktan mahrum etmek
to forfeit a right Verb
kendini birşeyden mahrum bırakmak
to deny yourself something Verb
kendini birşeyden mahrum etmek
to deny yourself something Verb
kendini mahrum bırakmak
to deny yourself Verb
kendini mahrum etmek
to deny yourself Verb
kendisini her şeyden mahrum etmek
to take the bit between one's teeth Verb
medeni haklardan mahrum etmek
to deprive of civil rights Verb
medeni haklarından mahrum kılınan şahıs
infamous person
milli haklarından mahrum etme
denationalization
milli haklarından mahrum etmek
to denationalize Verb
mirastan mahrum etme
disinheritance
mirastan mahrum etmek
to disinherit Verb
Olimpiyat Oyunları'na katılmaktan mahrum edilmek
to be disqualified from taking part in the olympic games Verb
oy hakkından mahrum etmek
to disfranchise Verb
rücu hakkından mahrum etmek
to forfeit the right of recourse Verb
siyasi görüş kuvvetinden mahrum olmak
to lack political vision Verb
vatandaşlık hakkından mahrum etmek
to disenfranchise Verb
vatandaşlıktan mahrum etme
deprivation of citizenship
yararlanmaktan mahrum kalmak
to deprivation of enjoyment Verb
yetkilerinden veya varlığından mahrum etmek
to disincorporate Verb
yurttaşlık haklarından mahrum edilme
deprivation of civic rights
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İyi ve güzel bir şeyden hissesi, ... elde edemeyen , nasipsiz
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.