monitor

  1. Noun, Information Technology monitör
  2. sınıf mümessili, sınıfta düzeni korumakla görevli öğrenci.
  3. uyarıcı/ikaz edici şey.
  4. denetlik, monitor, izleme/gözlem düzeni, bir makinenin/sistemin çalışmasını izleyen/denetleyen/yazan cihaz.
  5. Maritime Traffic (a) (ABD'de eskiden) kıyı koruma gemisi, (b)
    b.h. bu gemilerden ilkinin adı: Monitor (1862).
  6. Zoology uyarıcı kertenkele
    (Varanidae): Afrika, G. Asya ve Avustralyada bulunan ve timsahların varlığını
    haber veren iri kertenkele.
  7. denetlik: stüdyoda yayının niteliğini gözlemeye yarayan alıcı.
  8. uyarıcı kimse.
  9. ışınuyarı aygıtı: radyoaktivite varlığını haber veren cihaz.
  10. izlemek, gözlemek, denetlemek, nezaret etmek, uyarmak.
    He monitored the whole TV debate to be sure
    the contestants got equal coverage. I'm monitoring the class during the math exam.
fetal monitör Noun, Medical Equipment
fetüs monitörü Noun, Medical Equipment
NST cihazı Noun, Medical Equipment
kardiyotokografi (CTG) cihazı Noun, Medical Equipment
gözetim Noun, Law
tansiyon aleti Noun, Medical Equipment
tansiyon aleti Noun, Medical Equipment
kalp monitörü Noun, Medical Equipment
kardiyak monitör Noun, Medical Equipment
görüntü birimi Information Technology
donanım monitörü
kalp monitörü Noun, Medical Equipment
kardiyak monitör Noun, Medical Equipment
melez monitör
proje izleyicisi Noun
televizyon monitörü
video monitörü (kanal seçimi olmayan bir televizyon aygıtı
video monitörü
görüntü monitörü Information Technology
kontrol odası Noun
kontrol ekranı
gönderilen kaliteyi kontrol etmek için verici istasyona konulan
yüksek kaliteli monitör alıcı
fetal heart monitor Noun, Medical Equipment
cardiotocography (CTG) machine Noun, Medical Equipment
non-stress test (NST) machine Noun, Medical Equipment
heart monitor Noun, Medical Equipment
cardiac monitor Noun, Medical Equipment
hybrid monitor
erector
monitor Noun, Information Technology
to monitor Verb
monitoring desk Noun

Îmal edilen ... yarayan âlet