mug

  1. (çömlek) maşrapa, kulplu büyük bardak/fincan.

  2. mugful ile ayni anlama gelir. maşrapa dolusu.
    to make a mug of coffee.
  3. yüz, çehre.
  4. katil, şaki, eşkiya, cani, zalim, canavar (gibi adam).
  5. mug shot ile ayni anlama gelir. sanığın yüz fotoğrafı.
  6. (bkz: grimace ).
  7. adam, erkek, herif.
  8. avanak, aldatılmış kimse.
  9. (soymak maksadıyla) saldırmak, üzerine atılmak, saldırıp soymak.
  10. (poliste sanığın) fotoğrafını çekmek.
  11. (maymun gibi) yüz hareketleri yapmak, yüzünü buruşturmak/ekşitmek.
şüphelinin polis tarafından çekilmiş fotoğrafı Noun, Criminal Law
şüpheli fotoğrafı Noun, Criminal Law
sabıka fotoğrafı Noun, Criminal Law
kulplu bira bardağı
iyice/derinlemesine incelemek/araştırmak.
bir sınav için bir konuya çok çalışmak Verb
budalalık, aptallık, budala işi.
Writing is a mug's game; I think I'll get a job in a shop. Noun

Zerdüşt dîninden ... âteşperest, mecûsî