oblige

  1. Verb zorlamak, icbar etmek, mecbur etmek, zorunda bırakmak.
    The law obliges parents to send their children to school.
  2. Verb gerektirmek, zorunlu/zarurî kılmak.
  3. Verb yükümlü kılmak, taahhüt altına sokmak, mükellef etmek/kılmak.
  4. Verb iyilik etmek, lûtfetmek, lûtuf göstermek.
    Kindly oblige me by closing door: Lütfen kapıyı kapayınız.

    Can/could you oblige me with a pen: Bir kalem lûtfeder misiniz?
  5. Verb minnettar bırakmak.
    (I'm) much obliged (to you) for your kindness: Lûtfunuza minnetttarım.
  6. Verb lûtfetmek, memnun etmek, gönlünü almak.
tüm ayrıntıları bildiriniz
asalet görevi, asil kimselerin başkalarına mertçe ve iyi yürekli davranma görevi.
bir dosta hatır için yardım etmek Verb
üstüne yükümlülük almak Verb
birine bir lütufta bulunmak Verb
mecbur tutmak Verb
(US) Br birine bir çek yazmak Verb
birine kredi açma lütfunda bulunmak Verb
lütfen acele cevaplandırmak rınız