olanak

Turkish-English Translation

  1. break
  2. Noun opportunity
  3. Noun ability
  4. Noun possibility
  5. Noun facility
  6. potential
  7. scope
  8. smell
  9. hint
  10. Noun capability
  11. latitude
  12. Noun potentiality
  13. choice
  14. posse
  15. room
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ilerleme için olanak
room for improvement
maddi olanak
pocket
mali olanak
cash funds
ticari olanak
trading possibility
olanak sağlama
facilitation Noun
olanak sağlamak
to arrange Verb
olanak sağlamak
to let Verb
olanak tanıma
facilitation Noun
olanak tanımak
to afford Verb
olanak tanımak
to enable Verb
olanak tanımak
to let Verb
olanak tanımak
to facilitate Verb
olanak tanımak
to allow Verb
olanak varsa kurtarmak için gerekeni yapma zorunluğu
last clear change
olanak vermek
to provide Verb
olanak vermek
to admit of something Verb
olanak vermek
to afford Verb
olanak vermek
to let Verb
alet ve olanak sağlamak
to provide instruments Verb
birine bir fırsattan yararlanması için olanak sağlamak
to link someone with an affair Verb
birine bir olanak sağlamak
to afford someone an opportunity Verb
birine bir olanak tanımak
to afford someone an opportunity Verb
birine mali olanak sağlamak
to set someone up in funds Verb
birşeye olanak tanımak
to allow for something Verb
birşeye olanak tanımak
to provide for something Verb, Law
birşeye olanak tanımak
to allow of something Verb
birşeye olanak vermek
to allow for something Verb
birşeye olanak vermek
to allow of something Verb
tedavisi olanak dışı olmak
to be past cure Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İmkân
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.