oldukca

Turkish-English Phrases

(askerlik) oldukça ağır yaralı olmak
to catch get to , stop to a packet Verb
(fiyatlar) oldukça yüksek olmak
to be on the high side Verb
bir şeyden oldukça büyük kâr sağlamak
to win a parcel Verb
bir şeye oldukça kararlı olmak
to have a good mind Verb
ihtiyaç oldukça gündelikle tutulan işçi sistemini kaldırma
decasualization
kabil oldukça
whenever it is possible
oldukça
something of
oldukça
pretty
oldukça
rather
oldukça
tolerably
oldukça
to some extent
oldukça
sort of
oldukça
reasonably Adverb
oldukça
tidy
oldukça
in its fashion
oldukça
considerably Adverb
oldukça
comparatively Adverb
oldukça
relatively Adverb
oldukça
substantially Adverb
oldukça
fairly Adverb
oldukça
aliquid
oldukça
by comparison
oldukça
goodish
oldukça
well
oldukça ...
more than a little ... Adverb
oldukça benzer
something like
oldukça büyük para
good deal of money
oldukça ciddi hasar
substantial harm
oldukça çok
in a big way
oldukça fazla sık dışarı çıkmak
to have to go frequently to the toilet Verb
oldukça fazla sık dışarı çıkmak
to go about a good deal Verb
oldukça geniş bir ev
decent sized house
oldukça güç sınav
stiffish examination
oldukça iyi
passable
oldukça iyi bilgi veya beceri
fair knowledge on skill
oldukça iyi durumda olmak
to be in fair condition Verb
oldukça iyi durumda olmak
to be in a fair condition Verb
oldukça iyi geliri olmak
to have a respectable income Verb
oldukça iyi iş
fair business
oldukça iyi maaş
respectable salary
oldukça kesin
reasonably definite
oldukça mantıki
fair enough
oldukça pahalıya mal olmak
to foot up pretty high Verb
oldukça rastlantısal örnekleme
quasi-random sampling
oldukça sabit
regular money
oldukça tatlı
sweetish
oldukça uzun bir süre
quite a while
oldukça yaşlı
elderly
oldukça yıpranmış görünmek
to look the worse for wear Verb
oldukça yüksek fiyat
handsome price
oldukça zor sınav
stiffish examination
sağlığı oldukça iyi
tolerable
Turkish-English phrases from Zargan's own database

oldukça
Epey, bir hayli