outlaw

English-Turkish Translation

  1. yasal haklardan yoksun bırakılmış/kanunî hakları alınmış kimse.
  2. sabıkalı, cani, sık sık yasaları ihlâl eden kimse, kaçak, sürgün, eşkiya, haydut.
  3. yasaların himayesi dışında kalan kimse/grup, yasadışı kimse/toplum.
  4. vahşi/yola gelmez at.
  5. azgın/vahşi hayvan.
  6. yasal haklarından yoksun bırakmak.
  7. yasa dışı ilân etmek.
    Dueling is outlawed in modern societies.
  8. yasaklamak, menetmek.
  9. hükmünü kaldırmak, ilga etmek, hükümsüz kılmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

outlaw a debt
borçu zamanaşımına uğramak Verb
outlaw a debt
borcu zamanaşımına uğratmak Verb
outlaw a debt
bir borcu zamanaşımına bırakmak Verb
outlaw sb
birini kanun dışı ilan etmek Verb
outlaw strike
kanunsuz grev
outlaw strike
kanun dışı grev
outlaw war
savaşı dışlamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database