outside of

  1. -den başka, … dışında, … hariç, yalnız, ancak, sırf.
    No one came outside of me: Benden başkası gelmedi (yalnız ben geldim).
büro işinden başka uğraşı olmamak Verb
çitin dışında
birinin arkadaş çevresi dışında bulunmak Verb
çok iyi yiyip içmek Verb
ihtilafın dışında kalmak Verb
normal büro işi dışında iş edinmek Verb
bir soruşturmanın konusu dışında kalmak Verb
bir kurulun görevi dışında kalmak Verb
birinin faaliyeti dışında kalmak Verb
birinin yetkisi dışında kalmak Verb
Ulusal Sınırlar Dışındaki İstasyonlardan İletilen Yayınların Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
bilim alanının dışında olmak Verb
görev kapsamı dışında olmak Verb
birinin faaliyet alanı dışında kalmak Verb
... kapsamı dışında Adverb
... kapsamı dışında Adverb
uygarlığın dışında
... kapsamı dışında Adverb