English-Turkish Translation

  1. Exclamation oy! of! aman! (ağrı, acı, cansıkıntısı, keder vb. ifade eden ünlem).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Turkish-English Translation

  1. idea
  2. opinion
  3. vote
  4. ballot
  5. estimation
  6. pronouncement
  7. understanding
  8. view
  9. piece
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

asker oyu
army vote
azınlık oyu
minority vote
başka adayların devredilebilen seçim oyu
transferable vote
bütçe oyu
supply vote
çoğunluk oyu
prevailing opinion
danışman oyu
consultative voice
evet oyu
yea
evet oyu
affirmative vote
genel kurul oyu
floor vote
göçmen oyu
immigrant vote
grev oyu
strike ballot
güven oyu
vote of confidence
güvensizlik oyu
vote of no confidence
güvensizlik oyu
motion of no confidence
güvensizlik oyu
nonconfidence vote
güvensizlik oyu
no confidence motion
hissedarın oyu
stockholder's vote
işaret oyu
hand vote Politics-Intl. Relations
işaret oyu
show-of-hands vote Politics-Intl. Relations
işçi sınıfı oyu
working- class vote
ittifak oyu
unanimous vote
ittifak oyu
solid vote
kadınların oyu
women's vote
kadınların oyu
woman's vote
kırsal kesimin oyu
rural vote
muhalefet oyu
dissentient dissenting voice
nabız yoklama oyu
straw vote
oy çokluğuyla
by a majority of votes Adverb, Law
oy çokluğuyla
by majority vote Adverb
oybirliği
unanimity Noun, Law
oybirliğiyle karar
unanimous decision Noun, Law
parlamento oyu
parliamentary vote
parlamento oyu
congressional sentiment
parti oyu
party ballot
seçmen oyu
voter sentiment
senato oyu
senatorial vote
sınama oyu
test ballot
sınama oyu
straw ballot
açık oy
to open vote
açık oy
open ballot
aleyhte oy
negative vote Noun, Law
beyaz oy
aye
bölünen oy
split vote
boş oy
blank vote
bozuk oy
mutilated ballot
çekimser oy
abstention Noun, International Law
çekimser oy
vote of abstention Noun
direkt oy
direct vote
geçersiz oy
invalid ballot
geçersiz oy
invalid vote
genel oy
general ballot
gizli oy
secret ballot Noun, Politics-Intl. Relations
gizli oy
secrecy of a ballot
gizli oy
silent vote
gizli oy
secret vote
işarî oy
hand vote Politics-Intl. Relations
işarî oy
show-of-hands vote Politics-Intl. Relations
karşı oy
negative vote Noun, Law
karşı oy
dissential vote Noun, Law
karşı oy
dissenting opinion Noun, Law
kesin oy
final vote
muvafık oy
aye Politics-Intl. Relations
nisbi oy
proportionate vote
nisbi oy
proportional vote
nispi oy
proportional vote
olumlu oy
placet
olumlu oy
affirmative vote
olumsuz oy
negative vote
sayılmamış oy
unpolled vote
son oy
final vote
tek dereceli genel oy
direct suffrage
tercihli oy
preferential vote
tercihli oy
preferential ballot
yazılı oy
written vote
yüzen oy
floating vote
oy açmak
to open the ballot Verb
oy almak
to deliver vote Verb
oy almak
to poll Verb
oy atmak
to record one's vote Verb
oy atmak
to cast one's vote Verb
oy atmak
to vote Verb
oy atmak
to cast a vote Verb
oy atmak
to cast the ballot Verb
oy avcılığı
vote hunting
oy avcılığı
vote getting
oy avcısı
vote catcher
oy avcısı
vote getter
oy avcısı
vote hunter
oy avı
vote catching
oy avı
vote-catching
oy birliği
unanimity
oy birliğiyle
unanimously
oy çoğunluğu
major vote
oy çoğunluğu
majority Noun
oy çoğunluğuyla karar vermek
to decide by a majority of the votes Verb
oy çokluğu
plurality of the vote Noun, Law
oy çokluğu
plurality Noun, Law
oy eşitliği
parity of votes
oy eşitliği
equality of votes
oy farkı
majority Noun
oy gizliliği
secrecy of the vote
oy hakkı
qualification to vote
oy hakkı
vote
oy hakkı
franchise Noun, Law
oy hakkı
voting power Noun, Management
oy hakkı
voting right Noun, Competition Law
oy hakkı
right to vote Noun, Rights-Freedoms
oy hakkı kısıtlaması
limit of votes
oy hakkı olan kimse
qualified voter
oy hakkının kısıtlanması
limitation of right to vote
oy istemek
to request a ballot Verb
oy istemek
to solicit votes Verb
oy kaybeden
vote loser
oy kaybetmek
to lose votes Verb
oy kaybı
loss of votes
oy kayıt cihazı
vote recorder
oy kontrolu
vote checking
oy kullanan
voting
oy kullanma
voting
oy kullanma
suffrage
oy kullanma hürriyeti
freedom of election
oy kullanma makinesi
voting machine
oy kullanma sözleşmesi
voting agreement
oy kullanma yaşına gelme
coming of voting age
oy kullanmak
to cast a vote Verb
oy kullanmayı engelleme
obstruction of polling
oy kullanmayı engellemek
to hold the ballot Verb
oy listesi
parliamentary register
oy listesi
voting list
oy pusulası
ballot Noun, Politics-Intl. Relations
oy pusulası
ballot paper Noun, Politics-Intl. Relations
oy pusulası
voting ship
oy pusulası
(Br) voting paper
oy pusulası
voting paper Noun, Politics-Intl. Relations
oy pusulası
voting card
oy pusulası ile oylama
voting by ballots
oy sahibi halk
voting population
oy sahtekârlığı
ballot box stuffing
oy sandığı
voting box
oy sandığı
ballot box Noun, Politics-Intl. Relations
oy sayıcı
counting agent
oy sayıcı
vote counter
oy sayıcı
canvasser
oy sayıcısı
vote counter
oy sayıcısı
scrutineer
oy sayımı
vote count
oy sayımı
vote counting Noun, Politics-Intl. Relations
oy sayısı
poll
oy sayısını artırmak
to roll up votes Verb
oy sayma
scrutiny of votes
oy talep etmek
to solicit votes Verb
oy toplama
canvass
oy toplamak
to tout Verb
oy toplamak
to poll Verb
oy toplamak
to deliver vote Verb
oy toplamak
to tout for votes Verb
oy toplayıcı
vote counter Noun, Law
oy üstünlüğü
majority Noun
oy verenlere gözdağı verme
intimidation of voters
oy verme belgesi
proof for voting
oy verme hakkı
privilege of voting
oy verme hakkı olma
entitled to vote
oy verme hakkını kullanmayanlar
stay- at-homes Noun
oy verme şekli
manner of voting
oy vermek
to pass a vote of non confidence Verb
oy vermek
to cast a vote Verb
oy vermek
to throw Verb
oy vermek
to vote Verb
oy vermemek
to abstain from voting Verb
oy vermenin kapanması
closing of the ballot
oy vermeyen
nonvoter
(genel kurul) oy kartı
proxy car
(parlamento) geçersiz oy pusulası
scratch ticket
8 oy kazanmak
to poll 8 votes Verb
bir adaya oy vermek
to ballot for a candidate Verb
birlikte oy kullanma sistemi
participation plan
çekimser oy kullanmak
to abstain Verb, Management
cumhuriyetçi partiye oy vermek
to vote republican Verb
dört oy farkıyla çoğunluk
four vote- margin
genel oy hakkı
poll suffrage
kadın oy hakkı
female suffrage
karşı oy kullanmak
to countervote Verb
olumlu oy vermek
to vote in the affirmative Verb
posta ile oy kullanma
mail ballot
seçimde oy sayıcısı
scrutator
tercihli oy hakları
preferential voting rights Noun
ülkenin toplam oy sayısı
national vote
vekâlet vererek oy kullanılması
absentee vote
vekâleten oy kullanma
proxy voting
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir toplantıya katılanların bir meseleyle ilgili ... husûsundaki tercîhini bildirmesi, rey
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.