bütün aileyi alıp parkta gezinmek
Verb
funfair ile ayni anlama gelir. lunapark, eğlence parkı.
oyun sahası: top oyunlarının oynandığı, çitle çevrili, etrafında seyirci sandalyeleri dizili alan.
yaklaşık olarak, takriben, aşağı yukarı.
A proposal in the ball park of $50,000: Yaklaşık olarak $50,000'lık bir teklif.
çocuk parkı
Noun, Child Care
bölge okulları: bir bölge için kurulmuş toplu halde ilk ve orta öğretim kurumları.
çocuk parkı
Noun, Child Care
katlı otopark
Noun, Transport
kat otoparkı
Noun, Transport
millî park: ABD'de doğal güzelliği, tarihî önemi vb. dolayısıyla Federal hükümetçe bakılan ve halkın yararlanmasına ayrılan bölge.
Noun
bir iş yerine ait otomobil parkı
istiridye yatağı, denizin sığ sularında istiridye yetiştirilen yer.
çok sayıda dükkânın bulunduğu açık alan
bilimsel çalışmalar yapan şirketlerin yoğunlaştığı bölge
yan sanayi parkı
Transport
masal bahçesi, masalları canlandıran eğlence parkı.
iki katlı yeraltı otoparkı
bir toplantıda büyük sayıdaki partizanları idare etmek
Verb
park freni
Noun, Transport
kalıcı ev olarak bir yere yerleştirilmiş büyük karavan
park lambası
Noun, Transport
(Br) otomobil parkı kâhyası
Noun
(Br) kâhyalı otomobil parkı
bir parkı halka açmak
Verb
Gezi Direnişi
Proper Name, Politics-Intl. Relations
Gezi Hareketi
Proper Name, Politics-Intl. Relations
Gezi Kalkışması
Proper Name, Politics-Intl. Relations
Gezi Parkı Olayları
Proper Name, Politics-Intl. Relations
Gezi Parkı Protestoları
Proper Name, Politics-Intl. Relations