patch

  1. Verb, Textile Industry yamamak
  2. Noun, Textile Industry yama
  3. Noun yama.
  4. Noun yara üzerine yapıştırılan/ağrılı gözü örten bez parçası.
  5. Noun parça.
    a patch of ice: buz parçası.
    a patch of blue sky: (bulutlar arasında) bir parça
    mavi gök.
    in patches: yer yer, parça parça.
    This poem is good in patches, but I don't like all of it: Bu şiir yer yer güzel, fakat tümünü beğenmiyorum.
  6. Noun parsel, maşara, tarh, küçük arazi parçası.
    a patch of corn/potato: mısır/patates maşarası.
  7. Noun
    beauty spot ile ayni anlama gelir. yapıştırma ben, eskiden kadınların süs için yüzlerine yapıştırdıkları
    ufak siyah ipek parçası.
  8. Noun leke.
  9. Noun
    shoulder patch ile ayni anlama gelir. kolçak, kolluk, pazıbent: askerlerin kollarına taktıkları anlamlı kumaş parçası.
  10. Noun, Communication (geçici) bağlantı: iki cihazın uçları fişli kablo (
    patching cord) ile birbirine elektriksel olarak
    bağlanması.
    patch cord: bağlama/irtibat kablosu/kordonu.
  11. Noun, Information Technology hatalı programın geçici olarak düzeltilmesi.
  12. Noun (a) soytarı, dalkavuk, palyaço, (b) ahmak, budala, aptal, akılsız.
  13. Verb yama(la)mak, yama vurmak.
  14. Verb parçaları birleştirerek yapmak.
    to patch a quilt.
  15. Verb
    patch up: (a) uzlaşmak, anlaşmak, barışmak.
    to patch up a quarrel. (b) kabaca yamamak/tamir
    etmek, derme çatma yapmak.
  16. Verb, Information Technology hatalı programı geçici olarak düzeltmek.
  17. Verb, Communication kablo ile iki cihazı geçici olarak birbirine bağlamak.
(muvakkaten) talihi ters gitmek.
ters ve huysuz kimse
somurtkan adam
sis örtüsü
küçük bir alanı kaplayan sis parçası Noun
nikotin bandı Medicine
patch ile ayni anlama gelir. kolçak, kolluk, pazıbent: askerlerin kollarına taktıkları anlamlı kumaş parçası.
birlik kol sembolü.
talihsizlik üstüne talihsizliğe uğramak Verb
bilgisayarda bağlama panosu Noun
pırıl pırıl mavi gökyüzü
pul pul olmak Verb
yaprak dökmek Verb
bağlama panosu. Noun
dış cep, dıştan yama şeklinde dikilmiş cep. Noun
(bir nevi) alerji testi: alerji yapabilecek madde ile ıslatılmış bir parça deri üzerine konularak yapılır. Noun
acele ve kabaca bir araya getirmek Verb
acele ve kabaca düzeltmek Verb
yamatmak Verb
eşit/denk değil, çok farklı, uymaz, benzemez.
The second half is not a patch on earlier sections:
İkinci parça öncekilere uymuyor.
not to be a patch on someone: birinin eline su dökememek.
yama vurmak Verb