petty

  1. Adjective küçük, önemsiz, ufak tefek, olağan.
    petty grievances.
  2. Adjective ikinci derecede, tâli, (önem/rütbe/mevki/değer itibarıyla) alt kademede.
    a petty kingdom.
  3. Adjective dar düşünceli, darkafalı, hasis, çıkarcı, menfaatperest.
    petty minds.
  4. Adjective âdi, bayağı, alçak, menfur.
    a petty revenge.
  5. Adjective, Law (bkz: petit ).
önemsiz işler Noun
önemsiz meblağlar Noun
önemsiz husumetler Noun
geminin limana girerken çıkarken yapmış olduğu küçük masraflar
geminin yükleme ya da boşaltma için limana girerken çıkarken yapmış olduğu küçük masraflar
küçük kasa defteri
önemsiz dava
küçük ödenek: ufak masraflar için ayrılan tahsisat, müteferrik masraflar tahsisatı.
küçük kasa hesabı
önemsiz hesap defteri
önemsiz (küçük harcamalar için ayrılan fon
eldeki para fonu
küçük kasa ödeme fişi
küçük kasa defteri
küçük kasa veznedarı
önemsiz dava
küçük davalar
ufak giderler Noun
ufak masraflar Noun
yerel komiser
(Br) yerel emniyet amiri
adi suç Noun, Law
önemsiz hasar
önemsiz
ufak tefek şeyler satan bayi
önemsiz , ufak tefek şeyler satan bayi
küçük esnaf
önemsiz borçlar Noun
ufak borçlar Noun
önemsiz ayrıntılar Noun
ufak tefek masraflar Noun
küçük çiftçi
önemsiz hatalar Noun
(Br) en küçük sınıf
tuhafiye
aktariye
ufak taksitler Noun
ufak taksitler Noun
müsvedde
küçük jüri üyesi.
hüküm verme jürisi
küçük jüri, davada son kararı veren 12 kişilik jüri heyeti.
küçük hırsızlık, çalınan malın değeri yasanın belirlediği sınırı aşmayan hırsızlık.
kılı kırk yaran
dar kafalı
darkafalılık
(US) kanuna aykırı hareket
adi suç
ceza tehdidi ile sonuçlanan suç
(US) kabahat işleyen
kabahat Noun
ceza tehdidi ile sonuçlanan suç Noun
(US) Br kabahat
(deniz) assubay, erbaş.
küçük memur
çok küçük bir prensliğin hâkimi
dar görüşlü kurallar Noun
(Br) sulh hâkimi önünde yapılan duruşma
asayişi ihlal eden önemsiz suçlara ve kabahatlere bakmaya yetkili ceza mahkemesi
aşırma, küçük hırsızlık.
tapon mal ticareti
küçük tüccar
önemsiz güçlükler Noun
hırdavat
tuhafiye
deniz assubayı kıdemli başçavuş. Noun
sulh ceza mahkemesi Noun, Criminal Law
sulh hukuk mahkemesi Noun, Civil Law
küçük hiziplere bölünmek Verb
astsubaylar Noun