pigeon

  1. Noun, Zoology güvercin
  2. Noun başarısız/mahvolmuş kimse.
  3. Noun, Zoology güvercin, kumru
    (Columbidae).
    carrier/homing pigeon: haberleşme güvercini.
    wood-pigeon: tahtalı güvercin.
  4. Noun ahmak, enayi, bön, budala, aval, kolay aldanan kimse.
  5. Noun genç kız/kadın, piliç, güvercin.
kuyruğu çizgili güvercin
(Columba fasciata): KB Amerikada yaşayan kuyruğu gri çizgili yabani güvercin. Noun
carrier ile ayni anlama gelir. posta güvercini, haberleşme/muhabere güvercini.
kil nişangâh: nişan talimi için havaya fırlatılan kilden yapılmış disk. Noun
başkalarının istismar edebileceği durumda olan kimse. Noun
posta güvercini.
haber güvercini
imkânsızı mümkün kılmaya çalışmak Verb
deveye hendek atlatmak Verb
gezgin güvercin
(Ectopistes migratorius): K. Amerikada eskiden yaşamış, halen soyu tükenmiş güvercin türü.
kaya güvercini
(Columba livia): evcil güvercinlerin atası yabani güvercin Noun
rock dove Noun
(a) çığırtkan güvercin, (b)
stoolie olarak da bilinir
argo ihbarcı, müzevir, gammaz, polis
tarafından hafiye olarak kullanılan kimse.
dişligüvercin
(Didunculus strigirostris). Soma adalarında yaşar. Noun
tahtalı, tahta güvercini
(Columba fasciata).
güvercin göğsü: göğüs tahtasının dar ve çıkıntılı olması hali. Noun
dar ve çıkık göğüslü
dolandırılma, faka/tongaya basma, büyük kâr vaadine aldanarak varını yoğunu dolandırıcıya teslim etme. Noun
bozdoğan
(Falco columbarius): Amerikaya mahsus küçük doğan kuşu. Noun
ayak parmakları içe doğru kıvrık