primary

English-Turkish Translation

  1. Adjective asli
  2. asıl, esas, ana.
    one's primary goals in life.
  3. birinci, ilk.
  4. başlıca, bellibaşlı.
    a primary cause.
  5. ilkel, ilksel, iptidaî.
  6. ana, esasî, temel.
    a primary constituant. a primary classification.
  7. ileri gelen, en önemli.
  8. Physics birincil, primer.
    primary cell: birincil göze, pil.
    primary coil: birincil kangal, primer/birinci
    sargı.
    primary cosmic radiations = primary cosmic rays: birincil evren ışınları.
    primary electron: birincil eksicik.
    primary emission: birincil salım.
    primary spectrum: birincil izge.
  9. birinci sıradaki/ilk şey.
  10. (a)
    primary election ile ayni anlama gelir. ön seçim, parti mensuplarının adaylarını seçmesi, (b) (bkz: caucus ).
  11. (bkz: primary color ).
  12. (kuşlarda) civciv tüyü, ilk çıkan tüy.
  13. Astronomy (a) uydulu gök cismi, (b) çift yıldızlardan parlak olanı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Manufacture of basic chemicals, fertilisers and nitrogen compounds, plastics and synthetic rubber in primary forms (NACE code: C20.1)
Temel kimyasal maddelerin, kimyasal gübre ve azot bileşikleri, birincil formda plastik ve sentetik kauçuk
imalatı (NACE kodu: 20.1)
Noun, Trades-Professions
Manufacture of plastics in primary forms (NACE code: C20.1.6)
Birincil formda plastik hammaddelerin imalatı (NACE kodu: 20.16) Noun, Trades-Professions
Manufacture of synthetic rubber in primary forms (NACE code: C20.1.7)
Birincil formda sentetik kauçuk imalatı (NACE kodu: 20.17) Noun, Trades-Professions
primarily
esas olarak Adverb
Primary education (NACE code: P85.2)
İlköğretim (NACE kodu: 85.2) Noun, Trades-Professions
Primary education (NACE code: P85.2.0)
İlköğretim (NACE kodu: 85.20) Noun, Trades-Professions
secondary identity
alt kimlik Noun, Sociology
closed primary
kapalı önseçim: yalnız parti üyelerinin oy verdiği seçim.
direct primary
önseçim: ABD'de bir siyasî partinin adaylarını direkt oyla ataması.
open primary
açık önseçim: seçmenlerden parti üyeliği aranmayan önseçim. Noun
presidential primary
(US) başkanlık adayı önseçimi
presidential primary
başkanlık adayı ön seçimi
primary accent
vurgu, bir sözcüğün en belirgin hecesi. Noun
primary account
büyük defter hesabı
primary aim
ilk amaç
primary aim
esas gaye
primary allegation
esas iddia
primary audience
bir gazete ya da derginin kapsamına göz atmış kişiler
primary audience
bir gazete ya da derginin kapsamının yöneltildiği kişiler
primary audience
bir dergi ya da gazetenin okunmak üzere satıldığı ya da teslim edildiği kişiler ya da yerler
primary balance
faiz dışı denge Noun, Economics
primary bank reserve
bankanın toplam yedekleri Noun
primary bank reserve
artı çalışan yedekler
primary beneficiary
ilk lehdar
primary benefit
(US) altmışbeş yaşına gelen işçiye ödenmesi garanti edilen bir miktar para
primary bill
poliçenin birinci nüshası Noun
primary boycott
bir birlik veya sendikaya dahil işçilerin doğrudan doğruya ihtilaflı oldukları işverenle her türlü ilişkiyi kesmeleri Noun
primary boycott
birinci derecede boykot
primary boycott
sendika üyelerinin anlaşmazlık durumunda bulundukları bir işverence üretilen malları kullanmamaları ve satın almamaları Noun
primary budget balance
faiz dışı bütçe dengesi Noun, Economics
primary business
en önemli iş
primary business
başta gelen iş
primary business
önemli iş
primary care
birinci basamak sağlık hizmeti Noun, Medicine
primary care medicine
aile hekimliği Noun, Employment
primary case
müessir sebep
primary case
sonucu meydana getiren neden
primary cause
esas neden
primary circuit
primer devre
primary circuit
ilk devre
primary circuit
ana devre
primary circulation
bir gazete ya da derginin abonman sayısı ve bayi satışlarının toplamı
primary claim
esas talep
primary coil
transformatörde ana sargı
primary color
ana/temel renk: karıştırılınca bütün diğer renkleri veren renklerden biri.
additive/fundamental/physiological
primaries: katkısal temel renkler (kırmızı, yeşil ve mavi).
subtractive/psychological primaries: eksil-temel renkler (kırmızı, sarı, yeşil, mavi, siyah ve beyaz).
painting primaries: resim temel renkleri (kırmızı, sarı ve mavi).
Noun
primary colors
ana/temel renkler.
primary colour
ana renk Noun, Textile Industry
primary commodities
iptidai maddeler (ham petrol gibi önemli bir işleme tabi olmamış mallar Noun
primary commodities
ilksel ürünler Noun
primary commodities
hammaddeler Noun
primary commodities market
hammadde piyasası
primary commodities market
iptidai maddeler piyasası
primary component
esas unsur
primary concern
başlıca kaygı
primary concern
esas gaye
primary contract
ana sözleşme
primary conveyance
devir ve temlik muamelesi
primary conveyance
ferağ
primary cost
efektif maliyet
primary current
ana akım
primary customer
baş müşteri
primary dealer
(US) devlet tahvili alıp satan yetkili menkul kıymet tüccarı
primary debtor
esas borçlu
primary demand
başlıca talep
primary deposits
(US) efektif mevduat
primary deposits
efektif mevduat
primary distribution
birincil dağıtım (menkul kıymetlerin ilk kez satış için piyasaya arz edilmesi
primary distribution
menkul değerlerin ilk kez satış için piyasaya arzedilmesi
primary education
ilk öğretim
primary education
(Br) ilk eğitim
primary education
ilk eğitim
primary education
ilköğretim Noun, Education-Training
Primary Education Department
İlköğretim Bölümü Noun, Education-Training
primary election
(US) aday yoklaması
primary election
önseçim
primary election
ön seçim
primary election
(US) önseçim
primary election
ön seçim Noun, Politics-Intl. Relations
primary elections
önseçim Noun
primary energy consumption
iptidai enerji tüketimi
primary evidence
her koşul altında belli bir hususu en kesin olarak kanıtlayıcı kanıt
primary evidence
her türlü durumda belirli bir özelliği en kesin şekilde ispata yarayan delil
primary export
başlıca ihracat
primary exposure
ciddi olmakla beraber katastrofik niteliği olmayan olaylardan ileri gelen riziko
primary exposure
havacılık sigortasında kullanılan bir terim olup
primary factor of production
başlıca üretim faktörü
primary factors
başlıca faktörler Noun
primary grades
(US) ilkokul sınıfları Noun
primary health care center
sağlık ocağı Noun, Public Health
primary identity
üst kimlik Noun, Sociology
primary income
esas gelir
primary industries
birincil sanayiler (doğadaki maddeleri toplayıp pazara sunmakla uğraşan sanayi
primary industries
ana sanayi
primary industry
birincil sanayi (çiftçilik , balıkçılık , madencilik gibi doğada bulunan maddeleri toplayıp pazarlama
primary industry
birincil sanayi I
primary industry
ana endüstri
primary ingredients
içindeki belli başlı maddeler Noun
primary input
ana girdiler
primary instruction
ilk öğretim
primary instruction
ilköğretim
primary intention
intention (4a). Noun
primary language
konuşulan dil
primary language
konuşacak kadar bilinen dil
primary law
birincil hukuk
primary liability
asli mesuliyet
primary liability
birincil derece sorumluluk
primary liability
ilk ödeme sorumluluğu
primary loan
esas kredi
primary lookout
(ormancılık) yangın gözcülüğü
primary market
birincil piyasalar
primary market
(US) toptancı piyasası
primary market
(US) birinci piyasa (yeni ihraç edilmiş menkul kıymetlerin ilk olarak satıldıkları piyasa
primary market
toptancı piyasası
primary market
birincil piyasa Noun, Banking
primary market
birincil pazar Noun, Competition Law
primary market
ön pazar Noun, Competition Law
primary marketing area
bir ürün ya da hizmetin en çok satıldığı alan
primary maternal preoccupation
birincil annelik tasası Noun, Psychoanalysis
primary matter
eleman
primary matter
unsur
primary matter
iptidai madde
primary meaning
esas anlam
primary meaning of a word
bir sözcüğün ilk anlamı
primary meeting
aday yoklaması
primary meeting
bir siyasal partinin genel seçimlerde göstereceği adaylarını seçmek için yaptığı toplantı
primary motive
temel saik Noun
primary objective
başlıca hedef
primary obligation
sözleşmede öngörülen en önemli yükümlülük
primary obligator
(US) esas borçlu
primary obligor
asli yükümlü
primary obligor
ilk borçlu
primary obligor
(US) ilk borçlu
primary party
esas borçlu
primary planet
ana gezegen
primary points
tarım ürünlerinin alınıp satıldığı ana merkezler Noun
primary powers
temel yetkiler Noun
primary product
ana mamul
primary production
hammadde üretimi
primary production
birincil üretim (doğanın nimetlerinden doğrudan yarar sağlamaya yönelik üretim
primary products
ham maddeler Noun
primary quality
birinci kalite
primary question
ilk sorun
primary readership
bir yayımı ilk kez satın alan okurların sayısı
primary readership
ilk okurluk
primary reserve
(banka) kasa rezervi
primary responsibiliy
esas sorumluluk
primary right
tanınmış hak
primary risk
(AT) yüksek yatırım riski
primary road
öncelikli yol
primary road
anayol
primary scholar
ilkokul öğrencisi
primary school
ilk okul. Noun
primary school
ilkokul Noun, Education-Training
primary school teacher
ilkokul öğretmeni
primary sector
hammadde üretimi sektörü
primary service area
bir yayın istasyonunca ulaşılan ana ya da merkez alan
primary share
asli hisse senedi
primary source
birincil kaynak Noun, Law
primary stage
başlangıç aşaması
primary stress
vurgu, bir sözcüğün en belirgin hecesi. Noun
primary surplus
faiz dışı fazla Noun, Economics
primary terminal
ana istasyon
primary trend
birçok ay ve genellikle yıllarca süren menkul kıymet değerlerinin yönü
primary trend
(borsa) temel eğilim
primary vaccination
ilk aşı
EC primary law
AT birincil hukuku
of primary importance
çok önemli
post primary education
orta eğitim
regional primary boarding school
yatılı ilköğretim bölge okulu (YİBO) Noun, Education-Training
Department of Primary Education
İlköğretim Bölümü Noun, Education-Training
English-Turkish phrases from Zargan's own database