rage

  1. Noun (şiddetli) öfke, kızgınlık, tehevvür, hiddet, gazap, köpürme.
    be in a rage: çok öfkeli olmak.

    fly/fall into a rage: küplere binmek, kızıp köpürmek.
  2. Noun (yangın, dalga, fırtına, hastalık vb.) şiddet, azgınlık, önüne geçilemezlik.
  3. Noun (duygu/arzu/iştah vb.) azgınlığı/taşkınlığı.
  4. Noun istek, özen, arzu, şevk, gayret.
  5. Noun heves, iptilâ, tutku.
  6. Noun delilik.
  7. Intransitive Verb çok öfkelenmek/kızmak, köpürmek, hiddetlenmek, gazaba gelmek, küplere binmek, tepesi atmak.
    rage at/against
    something: bir şeye çok kızmak/köpürmek.
  8. Intransitive Verb hezeyan etmek, çılgınca bağırıp çağırmak, şiddetle/hışımla hareket etmek/esmek/akmak vb.
  9. Intransitive Verb kudurmak, köpürmek, azmak, şiddetlenmek.
    The battle raged: Muharebe şiddetlendi.
  10. Intransitive Verb kasıp kavurmak, kırıp geçirmek, yakıp yıkmak, felaket halini almak.
    The disease raged through the
    city for months: Hastalık aylarca şehri kırıp geçirdi.
öfkesinin dizginlerini bırakmak Verb
çok rağbette, moda, çok tutulan/beğenilen.
be all the rage: pek rağbette olmak, pek tutulmak/rağbet
görmek, alıp yürümek.
have a rage for sth: bir şeye tutulmak/delisi/müptelâsı olmak.
köpürmek Verb
hışmına uğramak Verb
kükremek Verb
Hiddet Günü Proper Name, Politics-Intl. Relations
öfkeden patlamak Verb
birden öfkelenmek Verb
zıvanadan çıkmak Verb
küplere binmek Verb
melce
barınacak yer
babalı
öfkeden dili tutulmuş
zıvanadan çıkarmak Verb
sürücü saldırganlığı Noun, Psychology
ifrit kesilmek Verb
dinmek, sükûnet bulmak, sakinleşmek.