reading

  1. Noun okuma, okuyuş, mütalâa, kıraat.
    Children learn reading and writing at school.
  2. Noun okunma, bir belge vb.'nin topluma okunması.
    to give public readings of Dicken's works.
  3. Noun yorum, icra tarzı.
    An interesting reading of the Beethoven's 5th.
  4. Noun bilgi, malûmat, okumuşluk, irfan, kültür.
    a man of wide reading .
  5. Noun okunacak şey, metin, okuma parçası, kitap vb.
    suitable reading for children. There's good reading in this magazine.
  6. Noun aynı metnin çeşitli baskılardaki şekli.
    The various readings of a line in Shakespeare.
  7. Noun görüş, yorum, tefsir, anlayış.
    What is your reading of the situation? My reading of the law is that we needn't pay.
  8. Noun ölçüm, ölçü aletinde okunan değer.
    The thermometer reading is 9°C.
  9. Adjective okuma+, okunacak.
    reading room: okuma odası/salonu.
    reading lamp: masa lambası.
    reading
    material: okunacak şey.
    reading glasses: gözlük.
  10. Adjective okuyan, okumuş.
    the reading public: okumuş halk.
boş zamanını okuyarak doldurmak Verb
zamanının aşırı bir kısmını okumaya ayırmak Verb
(iddianamenin) yüzüne okunması Noun, Law
vaktini okuyarak geçirmek Verb
devirmek Verb
ileri düzeydekiler için okuma parçası Noun
barometre değerleri Noun
(okunması gereken) temel kitaplar
temel okuma kitabı
okunması gereken temel kitaplar
okumayı tutkuyla sevmek Verb
(önerge) parlamentoda üçüncü okunuşunda reddedilmek Verb
eline ne geçerse okuma
sunuş: yasa önergesinin meclise ilk sunuluşu. Noun
bir kanun tasarısını ikinci kez ele almak Verb
ders takriri vermek Verb
bir konu hakkında ders takriri vermek Verb
zor okunma
okumak için boş vakti olmak Verb
tatilde okunan kitap
tatil de okunan kitap , dergi , vb
dergi vb
kolay okunan sıradan kitaplar
başkalarının dudak hareketlerinden sağırların söylenen sözü anlamaları Noun
dudak hareketlerinden söylenen sözü anlama
(kitap) sürükleyici olmak Verb
çok iyi okumak Verb
sürükleyici olmak Verb
iyi okuyor olmak Verb
harita okuma
kehanet, başkasının aklından geçenleri okuma/bilme/keşfetme, düşünceleri okuma. Noun
mutlaka okunması gereken kitap
okumaya hevesi olmamak Verb
el falı
sahne oyununu okuma
basınç ölçüsü
baskı ölçüsü
prova okuma
metin düzeltme
(foto) yanları ters gösterilen
(foto) yanları doğru gösterilen
(parlamento) ikinci kez okuma
sessiz okuma (ilk metin ile karşılaştırmadan matbaa provasının dilbilgisi , süreklilik ve anlam açıklığı yönünden kontrolü
sessiz okuma
hızlı okuma
zor okunan metin
anlaşılması güç
okunması zor
okumaya değer
okunuş
okumuşluk
okuma kitabı
okurlar
okuma günü
kürsü, rahle, kitap sehpası.
okuma kolaylığı
büyüteç
okuma alışkanlığı
okuma alışkanlığı
okuma ışığı
okuma lambası Noun
okuma ışığı
okuma listesi
okunacak şeyler
okunacak kitaplar vb
sözleşmedeki bir maddeyi okuma
bir vasiyetnamenin okunması
bilançonun okunması
önergenin okunması
prova okuma
okuma alıştırması
okuyucu
okuma odası Noun
tutanakları okuma
(Br) perakende malların etiketleri üzerindeki kodlu bilgiyi okuyup kaydeden elektronik aygıt
uzaktan okuma aleti
okuma hatası Noun
bir kanun tasarısını ikinci kez okumak Verb
dergi okuyan kişi sayısı
dergi okuyan sayısı
gazeteleri okumaya bir saat ayırmak Verb