resist

  1. Transitive Verb karşı koymak, karşı durmak, direnmek, muhalefet etmek.
    to resist an enemy attack.
  2. Transitive Verb dayanmak, mukavemet etmek/göstermek.
    A healthy body resists disease.
  3. Transitive Verb tahammül etmek/göstermek, sabretmek.
    He could not resist drink: İçmeden duramazdı.
  4. Transitive Verb kendini zor tutmak, güçlükle kendini tutmak/alıkoymak, sakınmak.
    I could not resist laughing: Gülmekten kendimi alamadım.
  5. Noun direncel, dış etkilere karşı dayanıklı hale getiren madde (koruyucu boya vb. gibi).
direniş Noun
karşı koyamamak Verb
bir iddiayı inkâr etmek Verb
bir talebe itiraz etmek Verb
bir önergeye karşı çıkmak Verb
bir önergeye karşı olmak Verb
bir tutuklanmaya karşı koymak Verb
bir tutuklamaya karşı koymak Verb
bir saldırıya karşı direnmek Verb
bir etkiye karşı direnmek Verb
tutuklamaya karşı koymak Verb
birinin iradesine karşı durmak Verb
mahkemenin yetkisine karşı durmak Verb
düşmana karşı direnmek Verb
delil olarak kabul etmemek Verb
delili tanımamak Verb
polise karşı durmak Verb