resistance

  1. Noun, Psychology direnç
  2. Noun mukavemet
  3. Noun direniş
  4. Noun direnme, direniş, karşı koyma, karşı durma, muhalefet.
    passive resistance : eylemsiz direniş/karşı durma.
  5. Noun dayanma, mukavemet etme, zorluk gösterme.
    take the line of least resistance: en kolay yolu seçmek, en kolayına gitmek.
  6. Noun dayanıklılık, mukavemet.
  7. Noun, Electronics direnç, mukavemet: (a) akımın geçmesine karşı gösterilen zorluk, (b) akımın geçmesine zorluk gösteren
    devre elemanı.
    resistance box: direnç kutusu.
    resistance coil: direnç bobini.
  8. Noun, Psychology direnç: bilinç dışında yatanların ortaya çıkarılması çabalarına karşı koyma.
  9. Noun (2'nci Dünya Savaşında) Yeraltı Direnme Örgütü: sabotaj ve gerilla savaşı ile işgal kuvvetlerini atmaya çalışan gizli örgüt.
rezistans
akustik direnç.
hava mukavemeti
antibiyotik direnci (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
silahlı direniş
silahlı direnme
silahlı mukavemet Adjective, Politics-Intl. Relations
direnç göstermeye çalışma
düşmanın direncini kırmak Verb
bütün direnci kırmak Verb
alıcı direnmesi
müşteri direnmesi
tüketici direnmesi
müşteri direnmesi
birinin direnme gücünü yok etmek Verb
elektrik direnci Noun, Physics
direnme ile karşılaşmak Verb
direncini kırmak Verb
yangına dayanıklılık (bir binanın yapısal yönden yangına karşı dayanıklılık ve dolayısıyla yangının yayılmasını
azaltıcı önlem derecesi
yangına dayanıklılık
alev dayanıklılığı Noun, Transport
kolay çözüm yolunu seçmek Verb
sürtünme direnci Noun, Mechanics
sıcağa dayanma
yalıtkanlık direnci
insülin direnci Noun, Medicine
son savunma hattı
yüklenme direnmesi
mukavemet hattı
asıl muharebe hattı
piyasanın direnci
direnmeyle karşılaşmak Verb
direnişçi Noun
anma direnci Noun, Transport
hiç direnme göstermemek Verb
silahlı direnme göstermek Verb
direnme göstermek Verb
birinin direncini kırmak Verb
eylemsiz, direniş, pasif mukavemet.
en önemli ve etkileyici şey
(Fr) bir öğünün baş yemeği
baş yemek
(askerlik) direnme noktaları Noun
direnme gücü
fiyatın direnmesi
çok direnmek Verb
direnme hakkı Noun
satış direnmesi (mantıklı ya da mantıksız bir satış teklifine gösterilen isteksizlik
şaft direnci, sürtünme direnci Noun, Mechanics
kayma direnci, kayma mukavemeti, kayma dayanımı Noun, Mechanics
(piyasa) güçlü direniş göstermek Verb
azimli direnme
kuvvetli direniş
uç direnci Noun, Construction
uç direnci Noun, Construction
seçmenin direnmesi
seçmenlerin direnmesi
düşmanın direncini kırmak Verb
direnme girişimi
mukavemetçi
direnişçi
direnişçiler
direniş hareketi Noun, Politics-Intl. Relations
direniş örgütü
vergiye karşı direnme
halkta direniş yaratmak Verb
düşmanın ilerlemesi karşısında direnme göstermemek Verb
mukavemetçi Noun, Politics-Intl. Relations
bir saldırıya inatla direnme
düşmana karşı büyük direnç göstermek Verb
esas yemek, bir yemekte yenilenlerin en önemlisi. Noun
öz, esas, temel, dayanak, (bir grup veya dizideki) başlıca/en önemli olay/madde. Noun