rife

  1. Adjective yaygın, çok/sık sık rastlanan, salgın, olagelen, hükümsüren, gittikçe artan.
    be rife: yaygın olmak,
    hüküm sürmek, gittikçe artmak.
    Crime is rife in the slums. Fear was rife in the people. Ailments thar are rife during the summer.
  2. Adjective yeni, güncel, cari.
    Rumors about her are rife.
  3. Adjective çok, bol, mebzul, sayısız.
    rife with: dolu.
    rife with error: yanlış dolu, baştanbaşa yanlış.
kasıp kavurmak Verb
hüküm sürmek Verb
miktarı tehlikeli surette artmak Verb