Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
süren
Cozy
Turkish-English
Terms/Phrases
Turkish-English Translation
continued
continuing
urger
Turkish-English translations from Zargan's own database
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Turkish-English Phrases
beş yıl süren
quinquennial
bir ay süren
monthlong
Adjective
bir gün süren
daylong
Adjective
bir hafta süren
weeklong
Adjective
bir yıl süren
yearlong
Adjective
bütün gece süren
night- long
bütün gece süren
all night long
çok kısa süren
momentary
dört yıl süren
quadrennial
hayat boyu süren
fight for the good
hüküm süren
rife
hüküm süren
regnant
iddiayı ileri süren
claimant
Noun, Law
kısa süren
short lived
kısa süren
swift
namuslu yaşam süren
clean living
üç yıl süren
triennial
uzun süren
long
uzun süren
perennial
uzun süren
lingering
vergide iz süren
tax ferret
yıl boyu süren
perennial
yıl boyunca süren
yearlong
yüz yıl süren
centennial
süren anlaşma
continuing covenant
süren dostluk
abiding friendship
süren garanti
continuing warranty
süren hasar
continuing injury
süren ilgi
continued interest
süren ivaz
continuing consideration
süren komplo
continuing conspiracy
süren kriz
continuing crisis
süren menfaat
continued interest
süren onarımlar
running repairs
Noun
süren taciz hareketi
continuing nuisance
ara vermeden süren seansları olan sinema
nonstop cinema
aşırı uzun süren ziyaret
long drawn-out visit
başka memleket üzerinde hüküm süren devlet
suzerain
bilginin deneye dayandığını ileri süren felsefi görüş
empiricism
bir gün süren ateş
diary fever
bir gün süren şöhret
mushroom fame
bir olayın yer aldığında hüküm süren şartlar
concomitant circumstances
Noun
bir ömür süren çalışma sonucu meydana getirilen yapıt
lifework
bu ülkede hüküm süren önyargılar
prejudices prevailing in this country
Noun
bütün gün süren toplantı
all-day meeting
bütün gün süren toplantı
all day meeting
çok kısa süren ya da kullanılan
ephemeral
fiyat artışlarına karşın markaya süren talep
persisting demand
hüküm süren moda
prevailing fashion
inşaat alanında süren durgunluk
continuing slump in construction
iz süren köpek
tracker dog
iz süren köpek
trackhound
kısa süren barış
brief peace
kısa süren bora
white squall
kısa süren nöbet ateşi
touch of fever
kuvvetine dayanarak hüküm süren kimse
the virtual ruler
ömür boyu süren sözleşme
life contract
planlandığından daha uzun süren bir program ya da gösteri
run over
sırıkla sandal süren kayıkçı
punter
sürücüsüz atlı arabayı atlardan birine binerek süren kimse
postillion
uzun süren bir aradan sonra
at at long last
uzun süren büyüme devresi
period of prolonged growth
uzun süren konferans
long session
uzun süren konjonktür yükselmesi
prolonged boom
uzun süren muameleler
lengthy process
Noun
uzun süren müzakere
long drawn out discussion
uzun süren oturum
overtime session
uzun süren tatsız iş
dry work
uzun süren ziyaret
visit of several hours
uzun yıllar süren hizmet
long service
yıllarca süren kiralama
long lease
Turkish-English phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.