sıcak

Turkish-English Translation

  1. warm
  2. heat
  3. bath
  4. heated
  5. fervent
  6. Adjective affable
  7. cordial
  8. sultry
  9. hot
  10. jeated
  11. sultry Turkish bath
  12. affectinate
  13. cozy
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Buhar jeneratörü imalatı, merkezi ısıtma sıcak su kazanları (boylerleri) hariç (NACE kodu: 25.3)
Manufacture of steam generators, except central heating hot water boilers (NACE code: C25.3) Noun, Trades-Professions
Buhar jeneratörü imalatı, merkezi ısıtma sıcak su kazanları (boylerleri) hariç (NACE kodu: 25.30)
Manufacture of steam generators, except central heating hot water boilers (NACE code: C25.3.0) Noun, Trades-Professions
Merkezi ısıtma radyatörleri (elektrikli radyatörler hariç) ve sıcak su kazanları (boylerleri) imalatı (NACE kodu: 25.21)
Manufacture of central heating radiators and boilers (NACE code: C25.2.1) Noun, Trades-Professions
sıcak çarpması
heat exhaustion Noun, Medicine
sıcak çarpması
heat prostration Noun, Medicine
sıcak haddelenmiş
hot-rolled Adjective, Iron-Steel
(oda) havasız ve sıcak
frowsty
(renk) sıcak
warm
aşırı sıcak
sweaty Adjective
boğucu sıcak
sultry
boğucu sıcak
sweltering
boğucu sıcak
hot to suffocation
çok sıcak
piping hot
çok sıcak
violent heat
çok sıcak
torrid
çok sıcak
boiling (konuşma dili)
çok sıcak
scorching
korkunç sıcak
outrageous heat
tropikal sıcak
tropical heat
yakıcı sıcak
torrid heat
sıcak bağ
hot link Information Technology
sıcak başlatma
warm start Information Technology
sıcak bir şekilde
warmly Adverb
sıcak bir sıvı ile yakmak
to scald Verb
sıcak cephe
warm front
sıcak daldırma galvanizli çelik
hot-dip galvanized steel Noun, Iron-Steel
sıcak dalgası
heat wave Noun, Meteorology
sıcak dilme
hot-rolled slitting Noun, Machines
sıcak dilme hattı
hot-rolled slitting line Noun, Machines
sıcak dilme makinesi
hot-rolled slitting machine Noun, Machines
sıcak dilme makinesi
hot-rolled slitter Noun, Machines
sıcak dönem
heating season
sıcak geçirici
heat exchange
sıcak geçmesi
heat conductivity
sıcak gelişme
breaking news Noun
sıcak haddehane
hot rolling mill Noun
sıcak haddehane
hot-rolling mill Noun, Iron-Steel
sıcak haddelenmiş çelik
hot-rolled steel Noun, Iron-Steel
sıcak haddelenmiş çelik
hot-rolling steel Noun, Iron-Steel
sıcak haddelenmiş rulo
hot-rolled coil Noun, Iron-Steel
sıcak haddelenmiş yassı çelik
hot-rolled flat steel Noun, Iron-Steel
sıcak harp
shooting war
sıcak hava
warm air
sıcak hava
hot air
sıcak hava borusu
hot- air pipe
sıcak hava borusu
hot-air pipe
sıcak hava dalgası
heat wave Noun, Meteorology
sıcak hava ile ısıtma
hot-air heating
sıcak hava ile ısıtma
hot- air heating
sıcak hava ısıtıcısı
hot-air heating
sıcak hava kitlesi
warm front
sıcak hava kurutucusu
hot-air dryer
sıcak hava kurutucusu
hot- air dryer
sıcak havanın etkilerini çekmek (sıcak havadan rahatsız olmak
to suffer from the effects of the hot weather Verb
sıcak iklim
warm climate
sıcak iklim
war climate
sıcak ile muamele
heat treatment
sıcak kalıpla kitap kapağına süs yapma
tooling
sıcak kanlı
warm
sıcak karşılama
warm welcome Noun
sıcak karşılama
glad hand
sıcak kuşak
torrid zone
sıcak makas
hot shear Noun, Machines
sıcak makas hattı
hot-shearing line Noun, Machines
sıcak makas makinesi
hot-shearing machine Noun, Machines
sıcak memleketlere özel
helmet
sıcak merdaneli
hot-rolled Adjective, Machines
sıcak mevsimde
during the hot weather
sıcak nokta
hotspot (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
sıcak olmak
to glow Verb
sıcak para
hot money Noun, Economics
sıcak pembe
hot pink Adjective
sıcak şarap
mulled wine Food-Kitchen
sıcak sarfiyatı
heat rate
sıcak savaş
hot war
sıcak sosisli sandviç
hot dog
sıcak su
fomentation
sıcak su bağlantısı
hot-water connection
sıcak su bağlantısı
hot-water connections
sıcak su ile ısıtma
hot-water heating
sıcak su ile ısıtma
hot- water heating
sıcak su kaynağı
hot spring
sıcak su musluğu
hot-water tap
sıcak su musluğu
warm (- water) tap
sıcak su musluğu
(Br) hot-water tap
sıcak su şişesi
hot-water bottle
sıcak su şişesi
hot- water bottle
sıcak takip
fresh pursuit Noun
sıcak takip
hot pursuit Noun, Military
sıcak tutacak birşeyler giymek
to dress warmly Verb
sıcak tutacak birşeyler giymek
to dress warm Verb
sıcak tutacak şekilde
warmly Adverb
sıcak tutan giysiler
warm clothes Noun
sıcak tutan giysiler
war clothes Noun
sıcak ve nemli
muggy
sıcak ve nemli
sticky
sıcak ve rutubetli
sultry
sıcak ve soğuk akarsuyu olmak
to have cold and hot running water Verb
sıcak yemek
hot plate
sıcak yemek
warm meal Noun, Food-Kitchen
(hayvanlar) sıcak kanlı
warm blooded
apseye sıcak tatbik etmek
to apply hot compress to an abscess Verb
bir fikre sıcak bakmaya başlamak
to warm to an idea Verb
bir iş olanağına sıcak bakmak
to keep a business prospect warm Verb
bir sıcak basmak
to go hot and cold all over Verb
birisine sıcak yakınlık duymak
to feel a kindly interest towards sb Verb
çok sıcak yer
furnace
elektrikli sıcak yastık
heating cushion
fırından yeni çıkmış sıcak sıcak
hot from the oven
hem sıcak hem de kuru
both hot and dry
kahve veya çorba gibi sıcak sıvı
hot stuff
paketlenmiş sıcak yemek
takeaway Noun
pencereleri kapalı ve sıcak bir odanın havasızlığı
frowst
sofrada yemeği sıcak tutmaya yarayan alttan ısıtmalı kap
chafing dish
üfürme sıcak hava
hot blast
uzun sıcak yaz
long hot summer
yatak ısıtan sıcak su şişesi
warming pan
yatma zamanı içilen alkollü ya da sıcak içki
night cap
yazın en rutubetli ve sıcak günleri
dog days Noun, Meteorology
yemeği sıcak tutmak
to keep a dish hot Verb
Bazıları Sıcak Sever
Some Like It Hot Proper Name, Cinema
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Isısı yakmayacak derecede olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.