saturate

  1. Transitive Verb doyurmak, işba haline getirmek.
    water saturated with salt: tuzla doyurulmuş su.
  2. Transitive Verb iyice emdirmek, sırsıklam yapmak.
    The blood had saturated his shirt around the wound: Yaranın
    etrafında gömleği kandan sırsıklam olmuştu.
  3. Transitive Verb bombalarla hedefi tamamen tahrip etmek, yerle bir etmek.
  4. Transitive Verb (piyasaya) ihtiyaçtan fazla mal sürmek, mala boğmak.
  5. Adjective (bkz: saturated )