saving

  1. Noun, Economics tasarruf
  2. Adjective koruyan, kurtaran, koruyucu, kurtarıcı.
  3. Adjective telâfi eden, ödeyen.
  4. Adjective tutumlu, tasarruf sağlayan, ekonomik.
  5. Adjective çekimser, ihtirazî.
    a saving clause: çekimser madde, bazı hakları kullanabilme koşulu.
  6. Noun tutum, tasarruf, biriktirme.
  7. Noun masraf kısıntısı.
  8. Noun biriktirilen/tasarruf edilen şey.
  9. -den başka, maada.
  10. ancak, fakat.
  11. kemali hürmetle.
    saving your presence: hâşa huzurdan, sözüm yabana, sözüm meclisten dışarı.
ihtiyarlığı için tasarruf yapmak Verb
ihtiyarlık için tasarruf yapmak Verb
tasarrufunu bir işe yatırmak Verb
tasarruf oranı Noun, Economics
tasarruf oranı Noun, Economics
tasarrufla geçinmek tasarruf hacmi
tasarruf
sonuçta yapılan tasarruf; fiili tasarruf
zorunlu tasarruf
büyük çapta tasarruf
dağıtılmamış şirket kârları Noun
maliyet tasarrufu
giderden iktisat
masraftan tasarruf
gün ışığından tasarruf etme
tasarrufu özendirmek Verb
vaziyeti kurtarma
henüz yatırılmamış tasarruf sermayesi
cebri tasarruf
zorla artırım
zorunlu tasarruf
döviz tasarrufu
yeni tasarruf sermayesi
tasarrufa teşvik
enflasyona göre endekslenmiş tasarruf
enflasyona karşı endekslenmiş tasarruf
kişisel tasarruf
yatırım tasarrufu
işgücü tasarrufu Noun
can kurtarma Noun, Maritime Traffic
tasarruf olanakları Noun
kişisel tasarruf (kişisel tüketim harcamalarıyla kullanılabilir kişisel gelir arasındaki fark
kişisel tasarruf
fiyatlarda ani değişiklik
özel tasarruf; bireysel tasarruf
ortak tasarruf
toplam tasarruf miktarı
plansız tasarruf
tasarruf olanağı
tasarruf faaliyeti
tasarruf bankası Noun
(Br) tasarruf bonosu Noun
(US) sekiz-on yıl vadeli tasarruf bonoları Noun
tasarruf bonosu Noun
tasarruf kapasitesi
birşeyi kapsam dışı bırakan hüküm Noun, Law
tasarruf mevduatı
kötü huyları mazur gösteren nitelik/ iyi huy. 6
savingly: kurtararak, koruyarak; tasarruf suretile,
tutumlu davranarak.
to live savingly.
navlun tasarrufu
akaryakıt tasarrufu
(US) güvenli sermaye yatırımı
tasarrufçu yönetici
tasarruf müdürü
kurtarma manevrası
tasarruf önlemleri Noun
para biriktirme
masraftan tasarruf
masraf tasarrufu
tasarruf süreci
tasarruf diyagramı
zamanaşımına ara vermek askıya almak Verb
tasarruf yöntemi
sözüm meclisten dışarı
(kabahatleri mazur gösteren) iyilik, iyi/üstün taraf.
He had the saving grace that … : Kendini affettiren tarafı … dır.
sermaye tasarruf yatırımları Noun
enerji tasarruf programı
enerji tasarruf programı
ekonomik soba
tatil için para biriktirme planı
(Br) PTT tasarruf bankası Noun
ptt tasarruf bankası
vergi tasarrufu şekli
vadeli tasarruf mevduatı
zaman tasarruf ödülü (çalışanların belirli bir iş için tanınan standart süreden tasarruf ettikleri zaman
miktarına bağlı olarak verilen ödül
tatil için para biriktirme planı
beladan kaçınmak için