saving

be saving for one's old age

ihtiyarlığı için tasarruf yapmak Fiil

be saving for one's old age

ihtiyarlık için tasarruf yapmak Fiil

invest one's saving in a business enterprise

tasarrufunu bir işe yatırmak Fiil

savings rate

tasarruf oranı İsim, Ekonomi

savings ratio

tasarruf oranı İsim, Ekonomi

to live on one's saving savings volume

tasarrufla geçinmek tasarruf hacmi

(money) saving

tasarruf

bottom-line saving

sonuçta yapılan tasarruf; fiili tasarruf

compulsory saving

zorunlu tasarruf

considerable saving

büyük çapta tasarruf

corporate saving

dağıtılmamış şirket kârları İsim

cost saving

maliyet tasarrufu

cost- saving

giderden iktisat

cost- saving

masraftan tasarruf

daylight saving

gün ışığından tasarruf etme

encourage saving

tasarrufu özendirmek Fiil

face- saving

vaziyeti kurtarma

fluid saving

henüz yatırılmamış tasarruf sermayesi

forced saving

cebri tasarruf

forced saving

zorla artırım

forced saving

zorunlu tasarruf

foreign exchange saving

döviz tasarrufu

fresh saving

yeni tasarruf sermayesi

incentive for saving

tasarrufa teşvik

index-linked saving

enflasyona göre endekslenmiş tasarruf

index-linked saving

enflasyona karşı endekslenmiş tasarruf

individual saving

kişisel tasarruf

investment saving

yatırım tasarrufu

labor saving

işgücü tasarrufu İsim

life saving

can kurtarma İsim, Denizcilik

means of saving

tasarruf olanakları İsim

personal saving

kişisel tasarruf (kişisel tüketim harcamalarıyla kullanılabilir kişisel gelir arasındaki fark

personal saving

kişisel tasarruf

price saving

fiyatlarda ani değişiklik

private saving

özel tasarruf; bireysel tasarruf

social saving

ortak tasarruf

total saving

toplam tasarruf miktarı

unplanned saving

plansız tasarruf

way of saving

tasarruf olanağı

saving activity

tasarruf faaliyeti

saving bank

tasarruf bankası İsim

saving bond

(Br) tasarruf bonosu İsim

saving bond

(US) sekiz-on yıl vadeli tasarruf bonoları İsim

saving bond

tasarruf bonosu İsim

saving capacity

tasarruf kapasitesi

saving clause

birşeyi kapsam dışı bırakan hüküm İsim, Hukuk

saving deposit

tasarruf mevduatı

saving grace

kötü huyları mazur gösteren nitelik/ iyi huy. 6
savingly: kurtararak, koruyarak; tasarruf suretile,

saving in freight

navlun tasarrufu

saving in fuel

akaryakıt tasarrufu

saving investment

(US) güvenli sermaye yatırımı

saving manager

tasarrufçu yönetici

saving manager

tasarruf müdürü

saving manoeuvre

kurtarma manevrası

saving measures

tasarruf önlemleri İsim

saving of cash

para biriktirme

saving of expenditure

masraftan tasarruf

saving of expense

masraf tasarrufu

saving process

tasarruf süreci

saving schedule

tasarruf diyagramı

saving the statuke of limitations

zamanaşımına ara vermek askıya almak Fiil

saving way

tasarruf yöntemi

saving your presence

sözüm meclisten dışarı

a saving grace

(kabahatleri mazur gösteren) iyilik, iyi/üstün taraf.
He had the saving grace that … : Kendini affettiren tarafı … dır.

capital saving investments

sermaye tasarruf yatırımları İsim

day light saving time

yaz saati

daylight saving time

yaz saati

daylight saving time

yaz saati.

energy saving program (me

enerji tasarruf programı

energy saving program (me)

enerji tasarruf programı

fuel- saving stove

ekonomik soba

holiday saving plan

tatil için para biriktirme planı

labo (u) r saving device

kolaylık

post-office saving bank

(Br) PTT tasarruf bankası İsim

post-office saving bank

ptt tasarruf bankası

tax- saving pattern

vergi tasarrufu şekli

time and saving deposits

vadeli tasarruf mevduatı

time saving bonus

zaman tasarruf ödülü (çalışanların belirli bir iş için tanınan standart süreden tasarruf ettikleri zaman

vacation saving plan

tatil için para biriktirme planı

with a view to saving trouble

beladan kaçınmak için