uygulama
Noun, Education-Training
pazarlık görüşmeleri oturumu
beyin fırtınası
Noun, Management
beyin fırtınası
Noun, Management
hazırlıksız ve gayrıresmî grup tartışması.
Noun
şifresiz oturum
Information Technology
kapanmak üzere olan oturum
(US) Cezai Sorunlar Bidayet Mahkemesi
cezai sorunlar bidayet mahkemesi
(Br) Cezai Sorunlar Mahkemesi
(İskoçyada en yüksek dereceli) Hukuk Mahkemesi.
Noun
oturumun açıldığını bildirmek
Verb
belirli bir konuda alınan mesafeyi görüşmek üzere yeniden toplanma
satış temsilcilerinin şirketin ürünlerinden
personel politikasından ve çalışma koşullarından sızlandıkları toplantıyla ilgili deyim
oturumu uzun sürdürmek
Verb
parlamentonun bütün üyelerinin hazır bulunduğu toplantı
özel seans: caz müzisyenlerinin bir araya gelip kendi zevkleri için müzik çalmaları
Noun
parlamentoda müşterek oturum
(parlamento) ortak oturum
(parlamentoda) ortak oturum
(US) seçimden sonra yapılan toplantı dönemi
bütün üyelerin hazır bulunduğu toplantı
toplu dertleşme/tartışma, belirli sorun ve şikâyetleri olanların dertlerini ortaya döküp tartıştıkları oturum.
Noun
bir toplantının dağıtılmasından sonra çoğunluk olmadan usulsüz devam etmesi
duyarlık eğitimi: bir uzman nezaretinde grup halinde toplumsal konlularda bilgi ve etkenliği artırıcı öğrenim.
genel kurul halinde toplanmak
Verb
bakanlar konseyi toplantısı
mahkemenin olağanüstü oturumu
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
Proper Name, Organizations
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
Noun, Law