shaft

English-Turkish Translation

  1. Noun (ok, mızrak vb.) sap.
  2. Noun ışın, şua.
    a shaft of sunlight.
  3. Noun ok (gibi şey).
    shafts of sarcasm: istihza oku.
  4. Noun, Machines mil, şaft.
    shaft bearing: mil yatağı.
  5. Noun bayrak direği.
  6. Noun, Architecture sütun gövdesi.
  7. Noun araba oku.
  8. Noun aydınlık/hava bacası, asansör boşluğu.
    an elevator shaft.
  9. Noun maden kuyusu.
  10. Noun dikili taş.
  11. Noun, Botany ağaç gövdesi.
  12. Noun, Zoology kuş tüyünün sapı.
  13. Noun (a) haksız/kötü davranma, (b) azarlama, paylama.
  14. Noun (bkz: penis ).
  15. Transitive Verb (a) haksız/kötü davranmak, azarlamak, paylamak. (b) aldatmak, kazıklamak, madik atmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(mine) shaft
kuyu
air shaft
havalandırma borusu. Noun
auto exposed propeller shaft
açık transmisyon mili
axle drive shaft
kardan şaftı
axle drive shaft
kardan mili
axle shaft
dingil pimi Noun, Transport
axle shaft
aks mili
axle shaft
dingil mili Noun, Transport
butt shaft
ucu küt ok. Noun
cam shaft
kam mili
cardan shaft
kardan mili
cardan shaft
kardan şaftı
clutch operating shaft
debriyaj kolu
clutch shaft
debriyaj mili
connecting shaft
bağlama mili
connection shaft
ara mili
descend in a shaft
maden kuyu suna inmek Verb
descend into a shaft
maden kuyusuna inmek Verb
differantial shaft
diferansiyel mili
disengaging shaft
debriyaj mili
distributor shaft
distribütör mili
drive shaft
işletici mil, işletme mili. Noun
driving propeller shaft
işletme mili
elevator shaft
(US) asansör bacası
elevator shaft
asansör boşluğu Noun, Construction
elevator shaft
asansör bacası
engine shaft
makine mili
engine shaft
tulumba çukuru
escape shaft
tehlike ânında maden ocağından kaçma şaftı veya çıkış yeri.
external shaft
kamalı mil
flexible drive shaft
esnek iletici mil
fluted shaft
kamalı mil
gear shaft
şaft mili
gear shaft
dişli mili
gearbox input shaft
vites kutusu giriş mili Noun, Transport
gearbox output shaft
vites kutusu çıkış mili Noun, Transport
get the shaft
kazıklanmak, aldanmak, aldatılmak.
governor shaft
regülatör mili Noun, Transport
hoisting shaft
asansör bacası
intermediate shaft
ara mili
jamb shaft
pervaz
key shaft
kamalı mil
lift shaft
(Br) asansör boşluğu
lift shaft
asansör boşluğu
light shaft
aydınlık
mine shaft
baca
mine shaft
maden bacası
mine shaft
maden kuyusu
pile shaft
kazık şaftı Noun, Construction
reduction shaft
ara mili
secondary shaft
ara mili
serrated shaft
kamalı mil
spline shaft
kamalı mil
timer shaft
distribütör mili
tranmission main shaft
kamalı mil
transmission shaft
transmisyon mili
ventilating shaft
havalandırma bacası
ventilation shaft
havalandırma bacası
shaft bearing
mil yatağı
shaft bearing
şaft yatağı
shaft coupling
şaft kavramı
shaft of a millstone
zıvana
shaft of an arrow
kalem
shaft resistance
şaft direnci, sürtünme direnci Noun, Mechanics
shaft ring
salmastra bileziği
shaft ring
salmastra halkası Noun
shaft sealing ring
salmastra bileziği
shaft sealing ring
salmastra halkası Noun
shaft sinker
kuyu açma işçisi
shaft sinking
baca açma
lay shaft gear
avara mili dişlisi
rock shaft, rocker shaft
sallanır mil/şaft
throw out shaft of clutch
debriyaj mili
English-Turkish phrases from Zargan's own database