spark

  1. Noun kıvılcım, çakım.
  2. Noun, Electronics kıvılcım, şerare.
    spark coil = induction coil: kıvılcım kangalı.
    spark gap: kıvılcım aralığı.

    spark generatör: kıvılcım üreteci.
    spark spectrum: kıvılcım izgesi.
    spark transmitter: kıvılcımlı telsiz vericisi.
  3. Noun zerre, çok küçük şey.
  4. Noun hayat eseri, canlılık.
  5. Noun yakışıklı/züppe delikanlı.
  6. Noun âşık, sevgili, oynaş.
  7. Noun güzel/cazip kadın.
  8. Verb kıvılcımlanmak, kıvılcım saçmak.
  9. Verb (kıvılcım gibi) parlamak/çakmak.
  10. Verb (patlamalı motor) ateşlenmek, tutuşmak, kıvılcımla yakıtı ateşlemek.
  11. Verb (ilgi, şevk, gayret vb.) uyandırmak, canlandırmak, tahrik/teşvik etmek, kışkırtmak.
  12. Verb kur yapmak, ilânı aşk etmek.
  13. Verb sevişmek, âşıkdaşlık yapmak.
parlak zekâlı
hayat dolu kişi
ateşleme kıvılcımı.
atlama şeraresi
kıvılcım çıkarmak Verb
ateşleme ayarı
irkilim kangalı, endüksiyon bobini.
ateşleme ayarı
kıvılcım ateşleme Noun, Transport
ani cömertlik
uyandırmak Verb
harekete geçirmek Verb
plug ile ayni anlama gelir. buji.
buji, patlamalı motorlarda ateşleme bujisi. Noun
topluluğu kışkırtan/harekete geçiren/canlandıran kimse. Noun
buji irtibat teli
protestoya neden olmak Verb
ateşleme ayarı
ateşleme ayarı
(araba) avans ayarı yapmak Verb
otomatik ateşleme
otomatik ateşleme kontrolü
otomatik ateşleme kontrolu
açılır kapanır ateşleme