starting

English-Turkish Translation

  1. başlama
  2. başlangıç
  3. başlayış
  4. çıkış
  5. ayrılma
  6. ayrılış
  7. yol verme
  8. çalıştırma
  9. işletme
  10. başlatma
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

cold starting
soğuk çalıştırma Noun, Transport
starting and finishing time
başlama ve bitirme zamanı
starting block
(pist yarışlarında) çıkış takozu
starting credit
başlangıç kredisi
starting current
başlatma cereyanı
starting date
başlama tarihi Noun
starting date
başlangıç tarihi Noun
starting handle
işletme kolu
starting in business
işe başlama
starting in early ...
...'in başlarından itibaren Adverb
starting in late ...
...'in sonlarından itibaren Adverb
starting in mid ...
...'in ortalarından itibaren Adverb
starting july 1
(US) 1 Temmuz'dan itibaren
starting lever
yol verme kolu
starting load cost
faaliyete geçme maliyeti
starting material
ilk madde Noun, Medicine
starting mechanism
başlatma tertibatı
starting of an enterpise
bir girişimin başlatılması
starting of production
üretimin başlangıçı
starting of production
üretimin başlangıcı
starting period
başlangıç dönemi
starting place
çıkış mahalli
starting platform
gidiş peronu
starting point
hareket noktası Noun
starting point
başlangıç noktası Noun
starting point
çıkış noktası Noun
starting point
başlangıç noktası Noun
starting price
başlangıç fiyatı
starting rate
başlangıç fiyatı
starting rate
işe giriş ücreti
starting rate
(US) başlangıç maaşı
starting salary
başlangıç maaşı
starting salary in the $ 25 , 000 area plus significant bonus arrangement
000 dolar civarında olup ayrıca yüksek prim verilecektir
starting switch
ateşleme anahtarı
starting time
kalkış saati
starting time
(fabrika) işbaşı yapma saati
starting to move
harekete geçirme
assess the starting salary
başlangıç maaşını tespit etmek Verb
cooperate with friends in starting a social club
dernek açmak için dostlarla işbirliğinde bulunmak Verb
cooperate with friends in starting a social club
dernek açmak için dostlarla işbirliği nde bulunmak Verb
excellent starting base salary plus unusually generous fringe benefits
çekici başlangıç maaşı ve son derece cömert yan ödemeler Noun
intervals between starting times of trains
trenlerin kalkma saatleri arasında geçen zaman
secondary starting device
ikincil çalıştırma tertibatı Noun, Transport
English-Turkish phrases from Zargan's own database