straighten

  1. Verb doğrul(t)mak, düzel(t)mek, tesviye etmek.
ciddi bir eda takınmak Verb
hesapları düzene sokmak Verb
işleri halletmek Verb
(a) düzeltmek, yoluna koymak.
to straighten out one's business affairs. (b) üzüntüleri/endişeleri
vb. gidermek/bertaraf etmek. (c) doğrulamak, doğrusunu öğrenmek/anlamak.
I'll try to straighten things out.
doğrul(t)mak, kalkmak, karışmış bir şeyi açmak.