talent

  1. Noun yatkınlık
  2. Noun yetenek
  3. Noun kabiliyet
  4. Noun istidat
  5. Noun yetenek, kabiliyet, istidat.
    a talent for music: müzik kabiliyeti.
    a young man of talent: istidatlı bir genç.
  6. Noun yetenekli/istidatlı kimse.
    local talent: yerli kabiliyet, kabiliyetli yerliler.
  7. Noun Allah vergisi.
  8. Noun eski İbrani/Yunan altın/gümüş parası veya tartısı.
  9. Noun eğilim, temayül.
becerisini küçük yaşta göstermek Verb
büyük istidat
yöneticilik istidadı
dâhilik
istidatsız
bir yörenin yerlilerinden olan yetenekli kimseler
yöneticilik becerisi
organizasyon yeteneği
boşa giden yetenek
radyo yayını prodüksiyon gideri
kabiliyet arama
yetenekli kimseleri araştıran/ seçen kimse.
yaradılıştan eğilim mi olmak Verb