tamamen

Turkish-English Translation

  1. off
  2. wide
  3. Adverb exactly
  4. Adverb fully
  5. Adverb completely
  6. Adverb merely
  7. Adverb entirely
  8. Adverb fairly
  9. Adverb totally
  10. Adverb absolutely
  11. clean
  12. Adverb perfectly
  13. well
  14. Adverb deeply
  15. Adverb precisely
  16. altogether
  17. Adverb truly
  18. Adverb purely
  19. Adverb wholly
  20. Adverb thoroughly
  21. Adverb strictly
  22. Adverb utterly
  23. Adverb profoundly
  24. Adverb faithfully
  25. broad
  26. outright
  27. Adverb eminently
  28. fair
  29. downright
  30. roundly
  31. diametrically
  32. all over
  33. in toto
  34. up
  35. up-
  36. all
  37. to a crumb
  38. full
  39. maturely
  40. down to the ground
  41. out
  42. flat
  43. for all the world
  44. quite
  45. Adverb through and through
  46. to perfection
  47. point-device
  48. tout à fait
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kısmen veya tamamen
in part or in full Adverb
kısmen veya tamamen
in whole or in part Adverb
kısmen veya tamamen
partially or fully Adverb
tamamen ...'siz
totally devoid of ... Adjective
tamamen başarmak
to sweep all before one Verb
tamamen birşeyden meydana gelmek
to consist entirely of something Verb
tamamen birşeyden oluşmak
to consist entirely of something Verb
tamamen bitmiş
wholly finished
tamamen değişmek
to change your spots Verb
tamamen doldurmak
to fill up Verb
tamamen doldurmak
to fill to capacity Verb
tamamen eşit hukuk koşullarında oluşan bir yeddiemin kurumu
implied trust
tamamen farklı
disparate
tamamen fikir değiştirmek
to reverse one's opinion Verb
tamamen fonlanmış
fully-funded Noun
tamamen haklı
dead right
tamamen harap etmek
to total Verb
tamamen ifa olunmuş mukavele
executed contract
tamamen iptal edici
diriment
tamamen kapamak
to encase Verb
tamamen karşı
dead set against
tamamen kendi kendini yetiştirmiş olmak
to be entirely self educated- Verb
tamamen ödemek
to pay scot and lot Verb
tamamen ödenmiş hisse senedi
full- paid stock
tamamen ödenmiş poliçe
paid up policy
tamamen ödenmiş sermaye
fully subscribed capital
tamamen rezerve edilmek
to be booked up Verb
tamamen sağır
stone deaf
tamamen taahhüt edilmiş
fully subscribed
tamamen tek kişi tarafından yönetilen özel şirket
one- man company
tamamen tesadüfi
by a mere chance
tamamen tükenmiş
outspent
tamamen uyanık
wide awake
tamamen yıkılmış
to hell and gone
(çiçek) tamamen açılmış
full- blown
(yerler) tamamen satılmak
to be fully booked Verb
ailesini tamamen ihmal etmek
to utterly neglect one's family Verb
akli melekelerin tamamen kaybı
total mental disability
bedeli tamamen ödenmiş aksiyon
paid-up share
bir konuyu tamamen kapatmak
to draw a line under something Verb
birine tamamen güvenmek
to let one's boots on sb Verb
birini işinden tamamen uzaklaştırmak
to suspend someone indefinitely Verb
birşeyi tamamen bitirmek
to draw a line under something Verb
birşeyi tamamen karıştırmak
to work in something Verb
birşeyi tamamen kendine ayırmak
to have something all to yourself Verb
durumu tamamen değiştirmek
to turn the tables Verb
emsal kararı bulunmayan, tamamen yeni özellik gösteren dava
case of first impression Noun, Law
fikrini tamamen değiştirmek
to reverse one's opinion Verb
fikrini tamamen değiştirmek
to reverse oneself Verb
görme gücünün tamamen kaybı
total loss of sight
işi tamamen terk eden kimse
(US) quitter
işin tamamen farkında olmak
to be well aware Verb
kendini tamamen bir gayeye vakfetmek
to be wholly devoted to a cause Verb
kendini tamamen bir şeye hasretmek
to go to town on sth Verb
kendini tamamen içkiye vermiş
wholly given to drinking
kendini tamamen işine vermiş
immersed in one's work
kısmen veya tamamen boş bırakılan yere peşinen atılan imza
blank signature
kısmen veya tamamen reklam kârına dayalı basın
advertising funded
konunun tamamen dışına çıkmak
to get totally off the point Verb
konunun tamamen dışına çıkmak
to be totally off the point Verb
şikâyet inde tamamen haklısın
you have every reason to complain
US şirket hisse senetleri ile kısmen ya da tamamen vergiden muaf devlet tahvilleri
inadmissible assets (excess profit tax ,) Noun
yaşamına tamamen yeni bir yön vermek
to strike out a new course of life Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tam olarak, bütünüyle
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.