(bir kimse için) uygun, münasip, çekici, sevilen/arzu edilen şey.
Playing cards isn't my cup of tea, let's watch television instead: İskambilden hoşlanmam, onun yerine televizyon seyredelim.
Kahve ve çayın işlenmesi (NACE kodu: 10.83)
Noun, Trades-Professions
Kahve, çay, kakao ve baharat toptan ticareti (NACE kodu: 46.37)
Noun, Trades-Professions
Apalaş çayı
(Ilex vomitoria): Doğu ABD'de yetişen bodur bir ağaç ve bunun yaprağından yapılan çay.
bir kimsenin tam beğendiği şey olmak
Verb
et suyu (sığır eti suyu).
karaçay: fırınlanmadan önce havada kurutulup fermante edilmiş çay.
Noun
gözde, hoşa giden konu/şahıs vb.
It's not my cup of tea: Bu bana göre değil/ işime gelmez/hoşuma gitmez.
(a) kader, mukadderat, (b) şüpheli/çekinilmesi gereken kimse/şey.
yeşil çay: çay yapraklarını fermantasyona tâbi tutmadan kurutarak yapılan çay.
Noun
ikindi kahvaltısı, mükellef çay ziyafeti.
buzlu çay
Noun, Food-Kitchen
bir fincan çay için neler vermek mezdim
bee balm ile ayni anlama gelir. Amerika nanesi
(Monarda didyma): nanegillerden parlak kırmızı
çiçekler açan K. Amerika bitkisi.
kokulu defne çayı: kokulu defne kökü kabukları kaynatılarak yapılır, terletici, iştah açıcı ve idrar söktürücü olarak kullanılır.
çay yapmak için kaynar suya atılan içinde çay bulunan kâğıt torba.
içine çay yaprakları konulup kaynar suya batırılan süzgeçli top.
içi kurşun kaplı çay sandığı
çay bardağı
Noun, Food-Kitchen
çay yetiştirme arazisi sahibi
çay gülü, çay kokulu gül.
yediveren gülü (kokusuz cinsi).
On kişiye çay servisi yapılabilir.
Boston isyanı: İngilizlerin çaydan aldıkları gümrüğü protesto için 1773'te yerli kılığına giren Bostonluların
İngiliz gemilerine çıkarak çay sandıklarını denize atmaları.
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Noun, Organizations