the bottle

  1. alkollü içki.
    He became addict to the bottle: İçki müptelâsı oldu.
    bottle club: içki kulübü.
(a) kafayı çekmek, aşırı içmeyi âdet edinmek, (b) sarhoş olmak, kafayı tütsülemek.
He hits the bottle
whenever things become a bit difficult: İşler biraz zorlaşınca kafayı tütsüler.
çok içki içmek Verb
şişe yle satmak Verb
şişeyle satmak Verb
şişe yuvarlama oyunu: kızlarla oğlanlar arasında oynanan ve yuvarlanan şişenin ucunun gösterdiği kimseyi
öpmekten ibaret olan oyun.
şişelerin üzerinde zehir etiketi vardı