urun

Turkish-English Phrases

alivre satılan ürün
outstanding crop
ana ürün
principal product
ara ürün
intermediate Chemistry
ara ürün
intermediate product
atık ürün
waste product
ayıplı ürün
defective product
az ürün
small harvest
baş ürün
principle product line
baş ürün
chief product
bereketli ürün
fat
beyaz ürün
white product
bir ürün
campaign
bitmiş ürün
final product
bitmiş ürün
end product
bitmiş ürün
finished product
bol ürün
generous harvest
bol ürün
overflowing harvest
bol ürün
bountiful harvest
bol ürün
heavy harvest
çok iyi ürün
heavy crop
damıtılmış ürün
distillate
defolu ürün
defective product
doğal ürün
natural produce
en iyi ürün
best product
eş ürün
isoproduct
eski ürün
obsolescent product
farklılaştırılmış ürün
differentiated product Noun, Competition Law
genel ürün güvenliği
general product safety
güvenli ürün
safe product
ham ürün
natural product
ikame ürün
replacing product
ikincil ürün
secondary product Noun, Competition Law
ikramiyeli ürün
premium product
ilgili ürün
concerned product
ilk ürün
first product
ıskarta ürün
waste product
ıskarta ürün
throwaway product
işlenmemiş ürün
rude produce
işlenmiş ürün
manufactured product
işlenmiş ürün
finished product
iyi ürün
generous harvest
marjinal ürün
marginal product
marjinal ürün değeri
marginal product value
markalı ürün
branded product Noun, Commerce
milli ürün
native product
net ürün
net product
nihai ürün
final good
nihai ürün
end product
nihai ürün
final product
nihai ürün
end item
ön ürün
prototype Information Technology
ortak ürün
joint product
özel ürün
specialty Noun
özel ürün
speciality product
patent ürün
patented article
patentli ürün
patented product
prototip ürün
product development cycle
rakip ürün
rival product
rakip ürün
competitive line
rakip ürün
competing product
rakip ürün
competitive product
siyah ürün
black product
son ürün
last product
standart ürün
standardized product
standartlaşmış ürün
standardized product
taklit ürün
imitative product
tali ürün
subsidiary product
tek olarak üretilmiş ürün
one- off
ticari ürün
trading item
ücret yerine ürün verme
product sharing
ürün
crop
ürün
off- going crop alivre
ürün
make
ürün
editorial write-up
ürün
growth
ürün
yield
ürün
result
ürün
culmination Noun
ürün
increase
ürün
outturn
ürün
output Trades-Professions
ürün
produce
ürün
attitude study
ürün
established brand , image , market , product
ürün
product Trades-Professions
ürün
fruit
ürün
fructus
ürün
progency
ürün
turnout
ürün
offering Noun, Management
ürün
finished goods
ürün
emblements
ürün
manufacture Trades-Professions
ürün
harvest
ürün
offspring
ürün
consequence
ürün
spawn
ürün
bearing
ürün
culture
ürün analizi
product analysis
ürün araştırması
product research
ürün artığı
surplus product
ürün bayii
dealer in produce
ürün bazı
product base
ürün bilgisi
product information
ürün bölümü
production division
ürün bütçesi
product budget
ürün çeşitlendirme
product diversification
ürün çeşitlendirme politikası
diversification policy Noun
ürün çeşitleri
range of products Noun
ürün çeşitliliği
product variety Noun, Management
ürün çeşitliliği
product diversity Noun, Management
ürün değerlendirmesi
product evaluation
ürün devşirme
harvesting
ürün devşirmek
to harvest Verb
ürün devşirmekte yardım eden
volunteer harvester
ürün doğrulaması
product verification
ürün ekspertizi
production expertise
ürün farklılaştırması
product differentiation
ürün fazlası
surplus product (produce)
ürün firesi
waste product
ürün fiyatları
product fass Noun
ürün fiyatları
product prices Noun
ürün fiyatları
produce prices Noun
ürün gamı
range of products Noun, Trades-Professions
ürün gamı
product range Noun, Trades-Professions
ürün garantisi
product warranty
ürün geliştirme
product development Noun, Management
ürün grubu
grouping of products
ürün grubu
product grouping
ürün grubu
product line
ürün güvenliği
product safety
ürün imajı
product image
ürün kabulü
product acceptance
ürün kalitesi
product quality
ürün kategorisi
product category
ürün komisyoncusu
produce broker
ürün komisyoncusu
produce middleman
ürün kontrolü
product control
ürün lansmanı
product launch Noun, Management
ürün listesi
list of products
ürün maliyeti
product cost
ürün müdürü
product manager
ürün mühendisi
product engineer
ürün mühendisliği
product engineering
ürün özellikleri
product features Noun
ürün pazarı
product market Noun, Competition Law
ürün piyasası
produce market
ürün planlama
product planning
ürün politikası
product policy Noun
ürün promosyonu
product promotion
ürün prototipi
pilot product
ürün raporu
product endorsement
ürün seçimi
product choice
ürün sigortası
crop insurance Noun
ürün sınıfı
product class
ürün sorumluluğu
product liability
ürün standartları
product standards Noun
ürün tanıtımı
product information Noun, Media-Publishing
ürün tanıtımı
product overview Noun, Media-Publishing
ürün tanıtımı
product demonstration Noun, Media-Publishing
ürün tanıtımı
product demo Noun, Media-Publishing
ürün tanıtma
product exposure
ürün tanıtma
product training
ürün tasarımcısı
product designer
ürün testi
product test
ürün testi
product test (ing)
ürün toplama
ingathering
ürün toplama
harvest collection
ürün toplamak
to gather in the crops Verb
ürün toplamak
to gather in Verb
ürün türü
line of product
ürün vermek
to yield Verb
ürün vermek
to bear fruit Verb
ürün vermek
to teem Verb
ürün vermemek
to fail Verb
ürün vermeyen
sterile
ürün vermeyen
lean
ürün yararları
product benefits Noun
ürün yelpazesi
product range Noun, Trades-Professions
ürün yelpazesi
range of products Noun, Trades-Professions
ürün yerleştirme
product placement Noun, Advertising
ürün yetiştirme sigortası
growing insurance Noun
ürün yönetimi
product managing
yan ürün
spin off
yan ürün
subsidiary product
yan ürün
residual product
yan ürün
secondary product
yan ürün
by product
yan ürün
side line
yan ürün
by-product
yan ürün
spin- off
yapılandırılmış ürün
structured product Noun, Banking
yaratıcı ürün
creative research
yassı ürün
flat product Noun, Iron-Steel
yedek ürün
substitute product
yeni ürün tanıtma
new- product introduction
yerli ürün
domestic product
yetişen ürün
growing crop
Turkish-English phrases from Zargan's own database

ürün
Tabiattan elde ... şey, mahsul