utterance

  1. Noun söz, lâf, kelâm, söylenen şey.
    the utterance of the mad.
  2. Noun söyleme, ağıza alma, sözle anlatma/ifade etme.
    give utterance to: sözle anlatmak.
    give utterance
    to one's feelings: duygularını sözle anlatmak.
  3. Noun konuşma yeteneği/tarzı.
    His very utterance was spellbinding.
  4. Noun feryat, haykırış, hayvanın bağırışı.
  5. Noun sözce, ifade: konuşanın iki susku arasındaki söz zinciri.
  6. Noun açık artırma, satış.
  7. Noun en son âkıbet, ölüm.
duygularını dile getirmek Verb
öfkesinin dizginlerini bırakmak Verb