değer, kıymet.
To set great value to an idea
Noun
önem, ehemmiyet.
the value of a college education
Noun
gerçek değer, hakikî kıymet.
Noun
karşılık, eşdeğer.
to expect value for money.
Noun
değer, kıymet.
the value of x.
approximate value: yaklaşık değer.
Noun, Mathematics
ahlâkî ilke, ideal ahlâk kuralı;
Noun
rengin açıklık/koyuluğu, bir resmin bağıl aydınlık/karanlığı.
Noun, Fine Arts
notanın uzatılma süresi.
Noun, Music
değer/paha biçmek, kıymet takdir etmek.
Transitive Verb
takdir etmek, kadrini/kıymetini bilmek.
Don't do that if you value your life: Canının kıymetini biliyorsan onu yapma.
Transitive Verb
saymak, hürmet/ itibar etmek.
Transitive Verb