wallow

  1. (su, çamur vb. içinde) yatma(k), yuvarlanma(k), ağnama(k).
    The pigs are wallowing in the mud.
  2. kapılma(k), kendini kaptırma(k), dalma(k).
    wallow in wealth. wallow in sentimentality.
  3. güçlükle ilerleme(k).
    The ship wallow ed helplessly among the great waves.
  4. hayvanın yuvarlandığı çamurlu yer.
zevkini çıkarmak, hoşlanmak.
He's really wallowing in the praise of his new book.
lüks içinde debelenmek Verb
lüks içinde yüzmek Verb
zevk ve sefa içinde yüzmek Verb
sefih /âdi/düşük bir hayat sürmek.
(sandal) yalpa yapmak Verb
sefahat hayatı yaşamak Verb
para içinde yüzmek Verb