ware

English-Turkish Translation

  1. Noun
    wares: (a) mal, emtia, mamul eşya, (b) (bir kimsenin başkalarına kabul ettirmek istediği) şahsî meziyet, başarı, vb.
  2. Noun (belirtilen cins) eşya, takım.
    silverware: gümüş eşya/takım.
    glassware: züccaciye.
    hardware:
    hırdavat, madenî eşya.
    software: belleti, yazılım.
  3. Noun seramik eşya, çanak çömlek.
    Delft ware.
  4. Noun mutfak eşyası, kap kacak.
  5. Adjective dikkatli, uyanık, haberdar.
  6. Transitive Verb dikkat etmek, uyanık bulunmak, gözünü açmak.
  7. Transitive Verb (zaman, para, vb.) harcamak, sarfetmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Manufacture of builders’ ware of plastic (NACE code: C22.2.3)
Plastik inşaat malzemesi imalatı (NACE kodu: 22.23) Noun, Trades-Professions
ransomware
fidye yazılımı Noun, Software
brown ware
çanak çömlek
cameo ware
jasper (4).
flint ware
hamurunda çakmaktaşı bulunan iyi cins çömlek.
garden ware
sebze
garden ware
bostan
garden ware
zerzevat
glass- ware
cam eşya
literary ware
cılız eser
live ware
programcılar
live ware
sistem çözümleyicileri gibi bilgisayar işlerinde çalışan personel
live ware
operatörler
pottery ware
çanak çömlek
Samian ware
bu balçıktan yapılan kaplar.
Sèvres ware
Sevr porseleni.
Sèvres blue: Sevr mavisi. Noun
staple ware
devamlı üretilen mal
cameo ware, jasperware
jasper ile ayni anlama gelir. baryum tuzları içeren sert bir seramikten yapılmış mavi-yeşil desenli mutfak eşyası.
lacquer ware/lacquer work
lacquer ile ayni anlama gelir. cilâlanmış mobilya veya oyma tahta eşya.
market ware (s
pazar malı
market ware (s)
pazar malı
soft ware house
yazılımevi
soft ware package
yazılım paketi
English-Turkish phrases from Zargan's own database