yetkisi içinde hareket etmek
Verb
bütçesi müsaade edecek kadar olmak
Verb
iş inin kapsamına girmek
Verb
işinin kapsamına girmek
Verb
bir kimsenin yetkisi içinde olmak/olmamak.
It falls beyond my cognizance: Benim yetkim dışındadır/beni ilgilendirmez.
bir şeyi anlayabilmek
Verb
masraflarını makul sınırlar içinde tutmak
Verb
harcamalarını makul sınırlar içinde tutmak
Verb
harcamaları makul sınırlar içinde tutmak
Verb
kendi faaliyet alanı içinde kalmak
Verb
sınırları içinde kalmak
Verb
parasını idare etmek
Verb
yorganına göre ayak uzatmak
Verb
bir kimsenin anlayamayacağı/kavrayamayacağı, akla sığmaz, akıl almaz/ermez, anlaşılması olanaksız.
kişinin kendi yetki sınırları içinde hareket etmesi
gelişinden itibaren bir hafta içinde
(a) yetkisine girmek.
That doesn't come within my duties: O benim görevim değil. (b) kapsamına/tarif şümulüne girmek.
… içinde, …'den az, en fazla … .
Within a km from here: Buraya en fazla 1 km (uzaklıkta).
tabanca kurşunu menzilinde
makul bir süre içinde
Adverb
belli bir süre içinde
Adverb
belli bir süre içinde
Adverb
kıl payı, râmak.
I was within an ace of being drowned: Az kaldı boğuluyordum/boğulmama kıl payı/râmak
kaldı.
He was within an ace of death: Az kaldı ölüyordu.
çok yakınında, yanında, eşiğinde, nerede ise, … üzere.
within an inch of succeeding: başarmak
üzere, başarının eşiğinde.
within an inch of death: ölmek üzere, ölümün eşiğinde.
He came within an inch of death: Az kaldı ölüyordu/ölmesine ramak kaldı.
within an inch of one's life: ölümüne çok yakın, ölmek üzere, ölümün eşiğinde.
Flog someone within an inch of his life: Birinin dayaktan canını çıkarmak.
...'in içinde ve dışında
Adverb
yakında, çağırılınca işitebilecek mesafede.
belli sınırlar dahilinde
Adverb
yakın, ses duyulacak uzaklıkta.
uzanılırsa erişilebilecek uzaklıkta
bir dereceye kadar, makul sınırlar içinde.
It is true within the limits: Bir dereceye kadar doğrudur.
I'm willing to help you within limits: Makul sınırlar içinde sana yardım etmek isterim.
henüz sağ olanların anısında
yaşamakta olan insanların belleğinde
tabanca kurşunu menzilinde
makul olarak, makul bir şekilde, makul sınırlar içinde.
do anything within reason: makul olan
herşeyi yapmak.
I'll do anything within reason for you but I can't break the law.
çok yakın.
We lived within spitting distance of the river.
mahkemenin takdir yetkisinde
kanuni sürede
Adverb, Law
kanuni süresi içinde
Adverb, Law
yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde
hukuk dairesinde
Adverb, Law
kanunun anlam çerçevesi içinde
bu kanunun anlamı çerçevesi içinde
mütevazı bütçe ile alınabilir
herkesin erişebileceği yerde
mümkün olan en kısa zaman da
mümkün olan en kısa zamanda
tespit edilen süre içinde
belirtilen süre içinde
Adverb
yasal süre içinde
Adverb, Law
insanın kavrıyacağı şekilde
kanuni süresi içerisinde
Adverb, Law
belirlenen süre içinde
Adverb
...'de belirtilen süre içinde
Adverb
meclisin yetkisi dahilinde
mesai saatleri içinde
Adverb
(Br) hazine avukatı tayin edilmek
Verb
on dakika içinde orada olmak
Verb
…den kılpayı kurtulmak
Verb
kavga çıkmaya ramak kalmak
Verb
hemen yakınında olmak
Verb
başarmaya çok yakın olmak
Verb
elde etmeye çok yakın olmak
Verb
mahkemenin kaza yetkisi dahilinde olmak
Verb
bankadaki parası neredeyse bitmek üzere olmak
Verb
birinin mali imkânı dahilinde olmak
Verb
kontrol altına almak
Verb
belirlenmiş zaman süresi içinde tamamlamak
Verb
…den kılpayı kurtulmak
Verb
erişilebilir bir uzaklığa gelmek
Verb
bir maddenin kapsamı içine girmek
Verb
kazai yetki kapsamı içinde olmak
Verb
bir anayasanın çerçevesi içine girmek
Verb
kanun hüküm kmülerine girmek
Verb
bir mahkemenin yetki alanına girmek
Verb
kanunun alanına girmek
Verb
normal görevler kapsamına girmek
Verb
kanun kapsamına girmek
Verb
kanunun kapsamı içine girmek
Verb
sözleşme şartları dahilinde olmak
Verb
birinin yetkisini belli sınırlar içine almak
Verb
birinin yetkisini belli sınırlarla tahdit etmek
Verb
üzerinde mutabık kalınan süre içinde bir yükümlülüğü yerine getirmek
Verb
başka topraklarla çevrilmiş toprak
bir tanımın çerçevesi içine girmek
Verb
5 . ci madde'ye girmek
Verb
5'inci maddeye girmek
Verb
Madde 8 Paragraf 5 çerçevesi içine girmek
Verb
birinin yetki alanına girmek
Verb
bütçe dahilinde olmak
Verb
birinin yetkisi dahilinde bulunmak
Verb
kaza dairesi içinde bulunmuş olma
görgü kurallarına uymak
Verb
kanunun dışına çıkmak
Verb
talimat dışına çıkmamak
Verb
kanuniliksınırı içinde kalmak
Verb
birinin yetkisi dahilinde bulunmak
Verb
bütün kaygısı kendi olmak
Verb
grup içi birleşme ve devralma
Noun, Competition Law
birinin yetkisi dahilinde olmamak
Verb
birinin yetki alanı içinde olmamak
Verb
birinin maddi olanağı dahilinde olmamak
Verb
teşkilat şeması içindeki yeri
birinin yetkilerini büyük çapta kısıtlamak
Verb
makul sürede yargılanma hakkı
Noun, Law
sonucu değiştirebilecek etken, yan etki.
There are wheels within wheels: İşin içinde iş var.