kadın hareketi
Noun, Politics-Intl. Relations
kadın yapılanması
Noun, Politics-Intl. Relations
bir kadına tecavüz etmek
Verb
haklarını elde etmiş kadın
kadınlara da oy hakkı vermek
Verb
metres, düşük ahlâklı sevgili.
He has a fancy woman = fancy lady in London as well as a wife at home.
Noun
bir kadınla başı dertte olmak
Verb
iffet sahibi kadın (hiçbir erkekle gayri meşru cinsel ilişkide bulunmamış kadın
haklarını elde etmiş kadın
kadın haklarını kazanmış kadro
(a) orospu, fahişe, (b) fıkırdak, oynak, âşüfte, herkesle düşüp kalkan kadın.
bir kadına tecavüz etmek
Verb
fahişe, orospu, zina yapan kadın.
fahişe, orospu, sokak kadını, kaldırım yosması.
yalnız başına (ayrı yaşayan) kadın eş
ev hanımı (
lady of the house ile ayni anlama gelir.)
fahişe, orospu, sokak kadını, kaldırım yosması.
=
woman-suffrage,
is. kadınların oy kullanma hakkı.
woman-suffragist: kadınların oy kullanması taraftarı.
kadınların kurtuluş hareketi
=
women's rights,
ç. is. kadın hakları.
Kadının yeri evidir.
Sentence
aşırı derecede karısına bağlı olmak
Verb
çetin/zalim/amansız kimse.
kendi adına ve hesabına ticaret yapan evli kadın
kadın eşe ait mallar
Noun