works

English-Turkish Translation

  1. (a) fabrika, tesis, atelye, imalâthane. (b) mekanizma, (c) sevap kazanılacak iş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Ex-Works (EXW)
İşyerinde Teslim, İhracatçının İşyerinde Teslim Noun, Commerce
Leasing of intellectual property and similar products, except copyrighted works (NACE code: N77.4)
Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (Telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç) (NACE kodu: 77.4) Noun, Trades-Professions
Leasing of intellectual property and similar products, except copyrighted works (NACE code: N77.4.0)
Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (Telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç) (NACE kodu: 77.40) Noun, Trades-Professions
the place where one works for one's living
ekmek kapısı Noun
work of art
sanat eseri Noun
accommodation works
engel
accommodation works
çit
accommodation works
kapı vb
accommodation works
kamulaştırma hakkını kullanan bir demiryolu şirketinin onarmak veya yapmak zorunda olduğu köprü
aircraft works
uçak fabrikası Noun
at the works
fabrikada
at the works
fabrika da
be in the works
fabrikada olmak Verb
be permitted to visit the works
fabrikayı gezme izni almış olmak Verb
be permitted to visit the works
fabrika gezme izni almış olmak Verb
board of works
(Br) Kamu İşleri İdaresi
brick works
tuğla fabrikası Noun
carriage works
vagon fabrikası.
chemical works
kimya fabrikası Noun
civil works
inşaat işleri Noun, Construction
civil works
bayındırlık işleri Noun, Construction
clerk of works
yeni bir binada işlerden sorumlu olan kişi
collected works
derlenmiş eserler Noun
collected works
külliyat
complete works
külliyat
complete works
toplu eserleri Noun
complete works
tüm eserleri Noun
construction works
inşaat işi
contract for public works
bayındırlık işleri sözleşmesi
demolition works
yıkıcılık işleri Noun
Department of Restoration and Technical Works
Restorasyon ve Teknik Uygulamalar Başkanlığı Noun, Organizations
Directorate General for State Hydraulic Works
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Directorate General of Construction Works
Yapı İşleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
educational works
eğitici yapıtlar Noun
emergency works
acil işler Noun
engine works
motor fabrikası Noun
engineering works
makine fabrikası Noun
exhibition of art works
sanat eserleri sergisi
extend the works
fabrika arazisini genişletmek Verb
gas works
gaz fabrikası Noun
gas works
gazhane
general maintenance works
genel bakım işleri Noun
give a general view of sb's works
birinin eserleri konusunda genel görüşünü bildirmek Verb
give on the works
şiddetle azarlamak Verb
give someone the works
(a) birini öldürmek/ hırpalamak, (b) birine aman vermemek, göz açtırmamak.
good works
hayır işleri Noun
gum up the works
işleri yüzüne gözüne bulaştırmak Verb
gum up the works
şansı kaçırmak Verb
in the works
yapılmakta, bakılmakta, plânda.
inspector of works
inşaat müfettişi
iron works
demir fabrikası Noun
Law No. 5846 on Intellectual and Artistic Works
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Proper Name, Law
Law on Intellectual and Artistic Works
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Noun, Law
Law on Intellectual and Artistic Works
FSEK Proper Name, Law
literary works
edebi eserler Noun
locomotive works
lokomotif fabrikası Noun
machine works
makine fabrikası Noun
make a selection of an author's works
bir yazarın yapıtlarından seçmeler yapmak Verb
managerial works
müdüriyet işleri Noun
mining works
madencilik işletmeleri Noun
Minister of Public Works
bayındırlık bakanı
minister of works
(Br) Bayındırlık Bakanı
ministry of public buildings and works
(Br) Konut ve Bayındırlık Bakanlığı
ministry of public works
bayındırlık bakanlığı
new works
yeni yapılar Noun
oil the works
kolaylık göstermek, işi kolaylaştırmak.
paper works
kâğıt fabrikası Noun
power works
elektrik şirketi
printing works
basımevi
public works
bayındırlık işleri Noun
public works
amme işletmeleri Noun
public works
nafıa
public works
bayındırlık
public works
bayındırlık hizmetleri Noun
reduction of works
çöplerden yararlanma
relief works
sosyal yardım işleri Noun
relief works
kurtarma işleri Noun
road works
inşaat şantiyesi
sewage works
pis su arıtma tesisleri Noun
shoot the works
(a) bütün sermayeyi yatırmak, (b) bütün gücünü harcamak (c) kumarda bütün parasını sürmek.
shoot the works
bütün gücünü/parasını harcamak, son gayretini/meteliğini sarfetmek.
Let's shoot the works and order the crêpe suzette.
soap works
sabun fabrikası Noun
State Hydraulic Works
Devlet Su İşleri Proper Name, Organizations
steel works
çelik fabrikası.
sugar works
şeker fabrikası Noun
superintendent of public works
inşaat kontrolörlüğü
Support and Evaluation Board for Literary Works
Edebiyat Eserlerini Destekleme ve Değerlendirme Kurulu Noun, Organizations
the expenditure on construction works
inşaat giderleri Noun
the whole works
hepsi.
the works
(a) ayrıntı, teferruat, garnitür.
a hamburger with the works. (b) zulüm, işkence, çetin iş.
throw a spanner in the works
işleri kösteklemek Verb
throw a spanner into the works
pazar bozmak Verb
throw a spanner into the works
güçlük çıkarmak Verb
throw a spanner into the works
işleri sabote etmek Verb
tractor works
traktör fabrikası Noun
water works
su işleri Noun
zinc works
çinko fabrikası Noun
works area
(Br) fabrika alanı
works competition
işyerinde yarışma
works council
iş kurulu: (a) işçi temsilcilerinden oluşan ve işçi hakları ile şikâyet, çalışma koşulları, ücret vb.
işlerile uğraşan kurul; (b) bir iş yerinde işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan ve benzer sorunları inceleyen kurul.
Noun
works insecurity
iş güvensizliği
works installation
çalışma tesisleri Noun
works invention
işyeri buluşu
works manager
fabrika müdürü
works manager
işletmeler müdürü
works manager
(Br) fabrika müdürü
works of charity
hayır işleri Noun
works of charity
hayır işi
works participation
özyönetim
works savings bank
iş tasarruf bankası Noun
works supervision
işletme nezareti
works uniform
çalışma üniforması
works uniform
işçi giysisi
do works of charity
hayır işleri yapmak Verb
do works of charity
hayırseverlik işleri yapmak Verb
equip a works with new plant
bir fabrikaya yeni makineler tesis etmek Verb
exhibition of works of art
sanat eserleri sergisi
Friday works for me.
Cuma günü müsaitim.
Friday works for me.
Cuma bana uyar.
letting of works and supplies
işçilik ve malzeme ihalesi
man who works as a janitor and messenger for a firm
hizmetli
ministry of public works and settlement
bayındırlık ve iskan bakanlığı
official who works for the Ministry of Finance
maliyeci
periodicals and works published in continued parts
tefrika halinde yayımlanan yapıtlar Noun
person who works as a cleaner
müstahdem
person who works on a morning shift
sabahçı
public works program
bayındırlık projesi
rendering works/plant
kesilmiş hayvanlardan deri, donyağı, sun'î gübre vb. yapan fabrika.
sb who works as a cleaner
temizlikçi
sb who works in the evenings
akşamcı
the total works out at one thousand dollars
yekûn bin dolar tutuyor
Committee on Public Works, Reconstruction, Transportation and Tourism
Bayındırlık İmar Ulaştırma Turizm Komisyonu Noun, Organizations
Ministry of Public Works and Settlement
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Proper Name, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database