worm

  1. Noun, Zoology kurt, solucan. (İlgili sıfat:
    vermicular)
  2. Noun solucana benzer şey.
  3. Noun alçak, miskin, pısırık kimse.
    He's rather a worm: Miskinin biridir.
    Even a worm will turn:
    En pısırık adam bile ancak bir hadde kadar sabreder.
  4. Noun vida dişi.
  5. Noun sonsuz vida.
  6. Noun helezon taşıyıcı.
  7. Noun yılan.
  8. Noun (bkz: lytta ).
  9. Noun azap, insanın içini kemiren/rahatsız eden şey.
    the worm of conscience gnaws incessantly.
  10. Verb sürün(dür)mek, sinsi sinsi ilerle(t)mek.
    worm (oneself/one's way) through undergrowth: çalılar
    vb. arasından oyulganmak/ kıvrılarak ilerlemek.
  11. Verb
    worm into: sinsice/dalkavuklukla elde etmek.
    to worm oneself into someone's favor: sinsice/
    dalkavuklukla birinin teveccühünü kazanmak.
  12. Verb
    worm out/from: hile ile/ sinsice elde etmek.
    to worm a secret out of a person: hile ile birinin sırrını öğrenmek.
  13. Verb dalkavuklukla/ sinsi sinsi sokulmak/göze girmek.
  14. Verb köpeğin dili altındaki kurt gibi siniri kestirmek.
  15. Verb solucan/kurt düşürmek.
  16. Verb, Maritime Traffic halatın yivlerini kıtıkla doldurmak.
kalabalık arasından kendine yol açmak.
elma kurdu
(Carpocapsa pomonella): kurtçuğu elmalara musallat olan bir güve.
keseli kurt. Noun
şerit kurdu
(Lineus longissimus): koyu kahveengi kundura bağına benzer kurt.
soğutma kangalı
night crawler Noun
erken kalkan yol alır
göz kurdu
(Filaria loa): takriben 12 mm uzunluğunda beyazımsı renkte yuvarlak kurt. Afrikanın
bazı bölgelerinde bulunur ve göz kapaklarında iltihaplı bir hastalığa sebep olur.
Noun
balık yemi

grugru ile ayni anlama gelir. çam biti
(Rhynchophorus palmarum): G. Amerikada çamlara zarar veren bir böcek.
iplik kurdu
(Dracunculus medinensis): Hindistan ve tropikal Afrikada akar ve durgun sularda yaşayan
ve larvası insan ve hayvan gövdelerinin alt kısmında ve bacaklarda asalak olarak deri altına yerleşip hastalığa sebep olan iplik gibi ince bir kurt.
hairworm (2).
kızıl solucan, kızılkurt
(Tubifex): sularda yaşayan küçük kırmızı kurt. Noun
şerit kurdu
(Haemonchus contortus): davar ve sığırların midesine arız olan asalak kurt.
wireworm
ile ayni anlama gelir.
Noun
sirke kurdu,
(Anguillula aceti): sirkede, mayalanmış hamurda bulunan çok ufak kurt. Noun
WORM Information Technology
sonsuz vidalı işletme düzeni. Noun
kurt yeniği
mırmır balığı
(Echelus myrus). Noun
yılankavi çit.
snake fence ile ayni anlama gelir. Noun
sonsuz vida dişlisi. Noun
ağzından laf almak Verb
karşısındakinin ağzından ustalıkla laf almak Verb
ayaksız kertenkele
(Amphisbaenidae): Afrika ve G. Amerikada bulunur, solucana benzer, toprağa gömülerek yaşar. Noun
birinin güvenliğine sokulmak Verb
ağzından sır kapmak Verb
bir şeyden kaçamak yapmak Verb
sonsuz vida
dolambaçlı çit.
solucan yılan
(Carphophis amoenus). Orta ABD'de bulunan solucan gibi ufak yılan. Noun
birinin mahremiyetine girmek Verb
sonsuz vida çarkı. Noun
alttan bakış, aşağılık bir mevkiden yukarıya bakış. bird's-eye view
  1. Information Technology worm ( write-once-read-many )