yerli

Turkish-English Translation

  1. home
  2. mother
  3. resident
  4. Adjective local
  5. interior
  6. Adjective indigenous
  7. native-born
  8. homebred
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

...'in yerlisi
native of ... Noun
bir ülkenin yerlisi
native
bir yerin yerlisi
local resident
bir yerin yerlisi
local man
Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildirisi
United Nations Declaration on the Rights of Indigenous Peoples Noun, International Law
Güney Fransa yerlisi
(Fr.) meridional
Yeni Zelanda yerlisi
maori
yerli ...
native
yerli ağ
fixed net
yerli alım
home purchase
yerli anonim şirket
domestic corporation
yerli araba
domestic car
yerli endüstriyi korumaya yönelik
tariff for revenue only
yerli eşya
fixture
yerli fiyat
domestic price
yerli fiyatı
domestic price
yerli halk
local people
yerli halk
indigenous people Noun
yerli halk
native population
yerli halk
local population
yerli halklar
indigenous people Noun
yerli hâsıla
the domestic output
yerli hayvanlar, evcil hayvanlar
domestic animals Noun
yerli ihtiyaçlar
home requirements Noun
yerli imalat
home manufacture (s)
yerli insan veya hayvan ve bitki
indigene
yerli işçiler
domestic workers Noun
yerli işgücü
native labour
yerli kabile
native tribe
yerli kanun
domestic law
yerli kapasite
domestic capacity
yerli kızak
shipway
yerli koloni
domestic colony Noun, Politics-Intl. Relations
yerli kredi
domestic loan
yerli mahkemelerin kaza yetkisi
domestic jurisdiction
yerli mahsul
home (inland) produce
yerli mal
domestic article
yerli mal
local item
yerli malı
home (inland) produce
yerli mallar
home products Noun
yerli mallar
inland commodities Noun
yerli mallar
domestic goods Noun
yerli mallar
home commodities Noun
yerli mallar
inland products Noun
yerli marka
inland brand
yerli menkul değerler
home securities Noun
yerli menkul değerler
local securities Noun
yerli menkul değerler
home descriptions Noun
yerli mevzuat
domestic regulations
yerli muhabir
domestic correspondent
yerli müşteri
local customer
yerli müşteri
domestic customer
yerli nüfus
native population
yerli olarak üretilmiş
home- produced
yerli olmayan
exotic
yerli önlemler
domestic measures Noun
yerli paranın değerinin düşürülmesinden ötürü
j curve effect
yerli personel
local staff
yerli piyasa
home market
yerli piyasa
domestic market
yerli piyasa fiyatı
home- market price
yerli piyasa siparişleri
home- market orders Noun
yerli politik sorunlar
domestic issues Noun
yerli poster
home mail
yerli sakin
local inhabitant
yerli sanayi
home industry
yerli sanayi
local industry
yerli sanayi
domestic industry
yerli sanayii
native industry
yerli sanayileri teşvik etmek
to foster home industries Verb
yerli şarap
local wine
yerli sermaye
domestic capital
yerli şeylere rağbet
localism
yerli silahlar
fixed armament
yerli simsar
local jobber
yerli sipariş
home-market order
yerli sipariş
domestic order
yerli şirket
domestic corporation
yerli şirket
domestic enterprise
yerli talep
home demand
yerli talep
domestic demand
yerli tüketiciler
domestic consumers Noun
yerli tüketim
home consumption
yerli tüketim değeri
home consumption value
yerli tv
domestic corporation
yerli üretici
inland producer
yerli üretici
home producer
yerli üretici
domestic producer
yerli üretilmiş mallar
home- produced goods Noun
yerli üretim
domestic production
yerli üretim
home production
yerli üretim
domestic manufacture
yerli ürün
domestic product
yerli ürünler
native growths Noun
yerli ürünler
home products Noun
yerli ürünler
inland commodities Noun
yerli veya yabancı bir hükümetçe çıkarılan tahvil
public bond
yerli yardım
domestic help
yerli yatırımlar
domestic investment
yerli yerinde
properly Adverb
yerli yerine oturmak
to fall into place Verb
yerli yerine oturmak
to click Verb
yerli yerine oturtmak
to back mouth Verb
yerli yersiz
inappropriately Adverb
yerli yersiz düşünce ortaya atmak
to make irrelevant remarks Verb
(milletler hukuku) yerli kaza yetkisi
domestic jurisdiction
barriers yerli ürünleri ticaret engelleri ile yabancı rekabetten korumak
to protect domestic products from foreign competition by trade Verb
bir yerli olmak
to come from something Verb
bölgenin yerli sakinlerini yerlerinden uzaklaştırarak
new colonialism
brüt özel yerli yatırımlar
gross private domestic investments Noun
doğma büyüme yerli halk
home population
esas yerli halk
autochthonous population
her şey yerli yerinde olmak
to have everything in its place Verb
her şey yerli yerinde ve düzenli olmak
to have everything dead a and in order Verb
iç; evsel; yerli; yurtiçi
domestic
ithal mallarını yerli ürünlerle karşılaştırmak
to contrast imported goods with the domestic products Verb
memleketin kendi ürünleri yerli malı
domestics
memleketin yerli likidite durumu
domestic liquidity
net yerli hasıla
net domestic product
net yerli hâsıla
net domestic product
parçaları yerli yerine takmak
to assemble Verb
Uzak Doğu'da yabancı firmalar hesabına çalışan yerli acente
comprador
Dış ve Yerli Ticaret Ofisi
bureau of foreign and domestic commerce
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bulunduğu yerden ... taşınamayan, sâbit
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.