zamanında

Turkish-English Translation

  1. Adverb without delay
  2. Adverb in a timely fashion
  3. Adverb on time
  4. seasonable
  5. Adverb in due time
  6. tempore
  7. Adverb in due course
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

boş zamanında
in one's spare time
en erken uygun zamanında
at your earliest convenience
onun zamanında
in its time
tam zamanında
punctually Adverb
tam zamanında
apropos
tam zamanında
duly Adverb
tam zamanında
in (good) time
tam zamanında
at the appropriate time
tam zamanında
promptly Adverb
tam zamanında
just in time
tam zamanında
at the proper time
tam zamanında
on the dot
uygun zamanında
at one's convenience
zamanında alınmış önlem
well-timed measure
zamanında bitirmek
to meet a deadline Verb
zamanında borç ödenmeyip bakaya kalmak
to be in arrears Verb
zamanında çözüm bulma
stich in time
zamanında gelmeme
behind time
zamanında hazır olmak
to be finished in time Verb
zamanında inmek
to put down on time Verb
zamanında işlemek
to run on time Verb
zamanında ödeme âdeti olmamak
to be slow in paying Verb
zamanında ödenmemiş faiz
interest on (in) arrears
zamanında ödeyememek
to fall behind Verb
zamanında teslim yapılmamaya karşı sigorta
insurance of delivery in time
zamanında varmak
to arrive on time Verb
zamanında yapılan ihbar
fair warning
(gazete) zamanında çıkmak
to get out on time Verb
bir borcu zamanında ödemek
to settle an account on time Verb
bir hastalığı zamanında tedavi etmek
to take a disease in time Verb
bir işi zamanında yapmak
to strike while the iron is hot Verb
bir suikasti zamanında davranıp akim bırakmak
to forestall a plot Verb
borcunu veya faizini zamanında ödememe
default
bürosuna zamanında yetişme konusunda titiz olmak
to be intent on getting to the office in time Verb
duraksamadan tam zamanında söyleme
come in pat
en civcivli zamanında olmak
to be in full swing Verb
kirasını zamanında ödememek
to be behindhand with one's rent Verb
mektubu zamanında postalamak
to get a letter off in good time Verb
ödemelerini zamanında yapmak
to be exact in one's payments Verb
programa göre tam zamanında bitirmek
to be finished on schedule Verb
randevuya zamanında gelmek
to keep an appointment Verb
randevuya zamanında gelmek
to keep an term Verb
savaş zamanında erzakı vesika ile dağıtma
wartime rationing
savaş zamanında kapamak
to intern Verb
spor karşılaşmasında zamanında gelmeyip hakkını yitirme
default
tam yerinde veya zamanında yapılan
seasonable
tam zamanında gelmek
to arrive in plenty of time Verb
tam zamanında havaalanına inmek
to put down on the airport in time Verb
tam zamanında işe yaramak
to come in very useful Verb
tam zamanında ödemek
to pay on the dot Verb
tam zamanında olan
opportune
tam zamanında olan
heaven sent
tam zamanında teslim etmeyi temin etme
to wage deliverance
tam zamanında teslim etmeyi temin etmek
to wage deliverance Verb
tam zamanında üretim
Just-in-time (JIT) Noun, Management
tarifeye göre tam zamanında gelmek
to arrive right on schedule Verb
tarifeye göre zamanında gelmek
(US) to arrive right on schedule Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database